"bile gerek" - Traduction Turc en Arabe

    • عليك حتى
        
    • عليكِ حتى أن
        
    • الحاجة لذكر
        
    • إنّي لم أكن أحتاج
        
    Çünkü tedavi görmenize bile gerek yok. Open Subtitles لأنك ليس عليك حتى أن تحصل على معالجة طبية له
    Ne zaman istersen yaparım. İstemene bile gerek yok. Open Subtitles وقتما تريدين هذا تحصلين عليه لا يجب عليك حتى أن تطلبي هذا
    Onlara dördüncü bombanın yerini söylemene bile gerek kalmadı. Open Subtitles وليس عليك حتى أن تخبرهم عن القنبلة الرابعة
    Sana evlenme teklifi ettigimde, evet demene bile gerek yoktu çünkü ikimiz de hayatimizi birlikte geçirecegimizi biliyorduk. Open Subtitles عندما طلبتُ منكِ الزواج بي، لم يكن عليكِ حتى أن تقولي "نعم" لأنّ كِلانا عرف أننا سنقضي بقية حياتنا معاً.
    Hollywood şöhretler Kaldırımı'nda yıldızın olması için meşhur olmaya bile gerek yok. Open Subtitles ليس عليكِ حتى أن تكوني مشهورة لتحصلي على نجمة في ممشى " هوليوود " للمشاهير
    Onun, İslami kuralların yasakladığı altın bir yüzük taktığından ve FBI'ın onu tanımlarken bu hususa değinmediğinden söz etmeye bile gerek yok. Open Subtitles بدون الحاجة لذكر أنه كان يلبس خاتم ذهبى وذلك محرم حسب الشريعة الأسلامية ولم يذكر أبدا فى وصف مكتب التحقيقات الفدرالى له
    Bunu hala yapıyor olmanızın, ne kadar iğrenç olduğunu söylemeye bile gerek yok. Open Subtitles دون الحاجة لذكر أنه من المقرف أنكما لاتزالان تمارسان الحبّ
    Ameliyata bile gerek görmediler. Open Subtitles بل إنّي لم أكن أحتاج جراحةً
    Onlara dördüncü bombanın yerini söylemene bile gerek kalmadı. Open Subtitles وليس عليك حتى أن تخبرهم عن القنبلة الرابعة
    -Gitmene bile gerek yok... -Bu mümkün değil dedim. Open Subtitles ليس عليك حتى أن تذهب قلت أنه غير محتمل
    Ona senin baban olduğunu söylemene bile gerek yok. Open Subtitles ليس عليك حتى أن تخبره بأنه والدك
    Ona senin baban olduğunu söylemene bile gerek yok. Open Subtitles ليس عليك حتى أن تخبره بأنه والدك
    Buradaki güneş ışığı, bu ve biberiye gibi ki her yerde yetişebilir ve hiç ilgilenmeye bile gerek yok. Open Subtitles و مع الشمس التي تحصل عليها، هذا مثل إكليل الجبل الذي نوعاً ما ينبت في كل مكان، و ليس عليك حتى -أن تفكر بشأنه
    - Bana maaş vermene bile gerek yok. Open Subtitles ليس عليكِ حتى أن تدفعي لي
    Şu küçük şeyden bahsetmeye bile gerek yok. Open Subtitles بدون الحاجة لذكر هذه المادة الصغيرة هنا. [رييس] أنت كنت تخطّط لفتحه، الآنسة.
    Bulldogtan söz etmeye bile gerek yok. Open Subtitles بدون الحاجة لذكر بولدوغ.
    Ameliyata bile gerek görmediler. Open Subtitles بل إنّي لم أكن أحتاج جراحةً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus