| Tam bir muamma, sen de hatırlamadığına göre, asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | الأمر غامض تماماً وبما أنكِ لا تتذكرين فلن نعرف أبداً |
| Sanki bir şey saklıyormuş gibi. - Sanırım hiç bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يخفي شيئاً، أعتقد أنّنا لن نعرف أبداً. |
| Bunu asla kesin olarak bilemeyeceğiz ama onun çalışması şunu gösterdi; bu yosunun aşırı yayılmasından iklim değişikli sorumlu olabilir. | TED | حسنًا، نحن لن نعرف على وجه اليقين، لكن أبحاث الدكتور بوثويل تظهر أن تغير المناخ قد يكون مسؤولاً عن انتشار هذه الطحالب. |
| Kimse bilmiyor. Bahse girerim, asla da bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | لا أحد يعرف, وأراهن على أننا لن نعرف أبدا |
| Bu işitme kaybına ise neyin sebep olduğunu asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | ما الذي تسبب بفقدان السمع لم نعرف بالتأكيد |
| "Bu özel göreve neden katıldığımızı asla bilemeyeceğiz Ama şunu biliyorum ki, Kara Şövalyeler bugün bir kez daha zafer kazanacaklar." | Open Subtitles | لماذا نحن في هذه المهمة؟ لن نعرف أبدا لكني أعرف هنا اليوم |
| Asla bilemeyeceğiz. Onlara da aynı şeyin olduğunu ummak zorundayız. | Open Subtitles | أعتقد أننا لن نعرف أبداً , لكننا نأمل أن يكون نفس الشىء حدث معهم |
| Bence hiç birimiz kendimizin kim olduğunu tam olarak bilemeyeceğimiz için doğru insanın kim olduğunu bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | أنني فقط لا أعتقد أن أياً منّا يعرف من نحن فعلاً. إذن كيف يفترض بنا أن نعرف من يكون الشخص المناسب؟ |
| Pekala o zaman her ikimiz de suçluyuz. Çünkü bir daha asla mutluluğu bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | حسنا , كلانا ملامان لاننا لا نعرف طريق السعادة |
| Sanırım bunu asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | أظن أننا لن نعرف أنا لا أَفهم لماذا لا تريد البحث عنهم |
| Çin kamplarında,asla bilemeyeceğiz ama, 20 milyon diyelim. | Open Subtitles | ولن نعرف الحقيقة بالضبط لنقل أنهم عشرين مليون. |
| Sanırım hiç bilemeyeceğiz, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد بأننا لن نعرف ما السبب أبداً أليس كذلك ؟ |
| - Maddelere bakmadıkça bunu bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نعرف ذلك إلى ان القي نظرة على الجزيئات |
| Sanırım gerçeği hiç bir zaman bilemeyeceğiz, öyle değil mi? | Open Subtitles | اعتقد اننا لن نعرف ابدا الحقيقه .. اليس كذلك؟ |
| Artık o göt herifin nereye gittiğini asla bilemeyeceğiz öldüremeyeceğimize göre de olan oldu diyelim. | Open Subtitles | حسناً، لن نعرف أبداً أين ذهب الشاب صاحب المؤخرة و لذلك لا يمكننا قتله أنا أقول عش ودع غيرك يعيش |
| Ama en son mutlu olduğu zaman neler olduğunu bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | لكنّنا لن نعرف قط ما حدث في آخر مرة كان سعيداً فيها |
| - Tamam. Ama şunu bir kenara yazın doktor önceki gece evi sizin mi yoksa benim mi temizlediğinizi asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | لكن للمعلومية أيها الطبيب , لن نعرف أبدا ان كنت أنت نظفت المنزل في تلك الليله أم قمت أنا بذلك |
| Tüm sırlarını ortaya dökmediğimiz sürece neler yapabileceklerini bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | . لن نعرف المدي الكامل لقوة المجلس حتى نكتشف أسرارِهم بالكـامل. |
| Burada çalışan doktorlarınızdan birini öldürmüş durumda, ve bir sonraki hedefinin ne olduğunu asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | هو قتل بالفعل أحد الأطباء الذين عملوا هنا. لا نعرف أبدًا أين قد يضرب مستقبلاً. |
| Kesinlikle bir daha bilemeyeceğiz, çünkü geçmiş kayboldu. | Open Subtitles | بالتأكيد لن نعرف أبداً لأن الماضي بالتأكيد فُقِد |
| yol açtığı semptomlar mı? Bunu muhtemelen beyni çok daha yakından inceleyip anlayana kadar bilemeyeceğiz. | TED | الأرجح أننا لن نعلم حتى نمتلك فهما أعمق للدماغ. |
| Bu her neyse klinik profilini çıkarana kadar bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | لا يمكننا معرفة ذلك حتى نقوم بعمل دراسة سريرية كاملة عن إيّاً كان هذا الشيء |