| Böylece Londra'ya tek yöne bilet aldım, bavulumu topladım ve gittim. | TED | لذلك اشتريت تذكرة ذهاب في اتجاه واحد إلى لندن، جهزت حقيبتي وغادرت. |
| Bazı insanların buraya girmesine izin verilmemeli. Şovda eğlenmek için bilet aldım. | Open Subtitles | لقد اشتريت تذكرة لكي أستمتع بالعرض، اذهب واعمل عرضاً بمفردك. |
| Barnum Sirki'nde dünyanın en küçük adamının gösterisi için bilet aldım. | Open Subtitles | لدي تذاكر لرؤية أصغر رجل بالعالم , في بانروم |
| Cinsellik seminerlerine bilet aldım, eve kitaplar, kasetler, aksesuarlar getirdim.Ve ne oldu? | Open Subtitles | لقد اشتريت تذاكر لحلقات جنسية وأحضرت كتب.. وأشرطة وملحقات.. فما الذي حدث؟ |
| Hiç bilet yok dediler ama... Chelsea maçına bilet aldım. | Open Subtitles | لقد قالوا أنه لا توجد تذاكر ولكنـّي حصلت على تذاكر مباراة تشيلسي |
| Tamam. Sana sarı alandan bir bilet aldım. | Open Subtitles | حسنا لقد حجزت لك مكانا فى المدرجات الصفراء |
| Avrupa'ya bilet aldım, elimden gelen her müzeye gittim. | Open Subtitles | أشتري تذكرة إلى أوربا ألازم العديد من المتاحف، ما استطعت |
| Aslan Kral'a bilet aldım, birlikte güzel bir gün geçiririz diye düşündüm. | Open Subtitles | معى تذاكر فيلم الأسد الملك عشية الجمعة وأعتقد أننا سنقضى يوما لطيفا |
| Sen olmasaydın muhtemelen ölmüş olacak bir adamdan bilet aldım. | Open Subtitles | اشتريت تذكرة من رجل كان من الممكن أن يكون ميتاً لولاك |
| Feribota bilet aldım. | Open Subtitles | لقد اشتريت تذكرة للسفر بالباخرة |
| Ama onun dışında... Evet sonuçta bilet aldım, iadesi olmayan hemde. | Open Subtitles | لكن غير ذلك نعم، اشتريت تذكرة لا ترد |
| Siz de ailedensiniz. Hepimiz için bilet aldım. | Open Subtitles | انتم ياشباب من العائلة لدي تذاكر لنا جميعا لنذهب |
| Hayır, bekle! Soleil sirkine bilet aldım. | Open Subtitles | لا, لا , لا , احتفظ به لدي تذاكر للسيرك |
| Sanırım, başka opera için bilet aldım. | Open Subtitles | أعتقد اشتريت تذاكر اوبرا خاطئة. |
| Gelecek perşembe Hipodrom'daki M.I.A. konserine bilet aldım. | Open Subtitles | "اشتريت تذاكر لعرض فرقة "إم آي واي للخميس المقبل في ساحة الألعاب |
| Bakın, oğluma doğum günü hediyesi olarak bu maça bilet aldım. | Open Subtitles | اسمعي, حصلت على تذاكر لمباراة الليلة لعيد ميلاد ابني |
| Çin'deki Nixon'a 1000$'lık bilet aldım. | Open Subtitles | لقد حصلت على تذاكر لأوبرا "نيكسون في الصين" الواحدة تساوي ألف دولار هل تتواعدان الآن؟ |
| Sinemaya gitmeyi ve öyle şeyleri özlediğini söylemiştin, ben de iki tane bilet aldım. | Open Subtitles | أعرف بأنّك قلت بأنّك إفتقدت الذهاب الى السينما لذا لقد حجزت تذكرتين |
| Ne sonraki ne de ondan sonraki otobüs için bilet aldım. | Open Subtitles | ولم أشتري تذكرة للحافلة التالية أو الحافلة التي بعدها |
| Aslan Kral'a bilet aldım, birlikte güzel bir gün geçiririz diye düşündüm. | Open Subtitles | معى تذاكر فيلم الأسد الملك عشية الجمعة وأعتقد أننا سنقضى يوما لطيفا |
| Neyse, birkaç figürümü sattım ve Los Angeles'a gidiş dönüş bilet aldım. | Open Subtitles | و إشتريت تذكرة ذهاب و عودة لـ لوس أنجلوس ماذا ؟ |
| Celine Dion'a bilet aldım. Onu öldürmeyeceğim.Sadece onun kendi halinde ölüşünü seyredeceğim. | Open Subtitles | آسف ياسيد كوايقماير، لكني بحاجة إلى جثتك |
| İşini bitirmek istedi. Ona bir bilet aldım. | Open Subtitles | اراد ان يوجه له ضربه فاشتريت له تذكره |
| Bekle, başardım. Leela'ya bir bilet aldım. | Open Subtitles | إنتظر, لقد فعلتها حصلت على تذكرة من أجل ليلا |