| biletiniz şimdi postada, Doreen Kristakas adına. | Open Subtitles | هل تم ذلك اهلا سيدة كريستاكيس ، تذكرتك الان فى البريد |
| Ama sadece ekonomide yer var; sizin biletiniz birinci sınıf. | Open Subtitles | و لكن الدرجة الثانية فقط هى المُتاحة و أنت تذكرتك درجة أولى |
| Tek göreceğiniz şey ağız alevi olacak sonrasında cehenneme biletiniz kesilmiş olacak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ستراه هي قنابل الوميض تتبعها تذكرة مباشرة للجحيم |
| biletiniz varsa yüz gramlık bir parça alabilirsiniz. | Open Subtitles | اذا كانت لديك تذكرة يمكنك ان تشتري شريحة لحم أونس واحدة |
| Olamaz. Maça biletiniz mi var? | Open Subtitles | مستحيل , يا شباب حصلتم على التذاكر لحضور المباراه؟ |
| Gidişinize üzülüyoruz, Mr. Poirot. Buyurun, biletiniz ve pasaportunuz. | Open Subtitles | من المؤسف رؤيتك تغادر سيد "بوارو" ,ها هو جواز سفرك مع التذكرة |
| biletiniz yoksa giremezsiniz. İstisna yoktur. | Open Subtitles | لا تذاكر, لا دخول وبدون استثناءات |
| Ama sadece ekonomide sınıf uygun yani biletiniz, birinci sınıf. | Open Subtitles | و لكن الدرجة الثانية فقط هى المُتاحة و أنت تذكرتك درجة أولى |
| Efendim, biletiniz, lütfen. | Open Subtitles | سيّدي ، سيّدي .. تذكرتك من فضلك |
| Bilete ihtiyacınız olacak. İşte biletiniz. | Open Subtitles | تَحتاجُين لتذكرتَكَ هاهي تذكرتك |
| İşte biletiniz. Sağ olun. | Open Subtitles | تَحتاجُين لتذكرتَكَ هاهي تذكرتك |
| Bu otobüs biletiniz, efendim. | Open Subtitles | هذه تذكرتك لركوب الحافلة ياسيدي |
| Evet, bu Pixie Hollow'un sıcak tarafına biletiniz. | Open Subtitles | هذه تذكرتك للذهاب إلى الجانب الدافئ |
| biletiniz yoksa yarın tekrar gelin. | Open Subtitles | اذا لم تكن لديك تذكرة سيكون عليك ان تعود غدا |
| Bilet! Biletinizi alın! Bayanlar biletiniz var mı? | Open Subtitles | تذكرة أحصل على تذكرة سيدتي هل لديك تذكرة ؟ |
| Hanımefendi size söyledim, biletiniz yoksa trenden inmek zorundasınız. | Open Subtitles | آنستي، سبق وقلت لك أنه إذا كنت لا تملكين تذكرة فعليك مغادرة القطار. |
| Uçak biletiniz efendim. Araba bekliyor. | Open Subtitles | تذكرة طائرتك سيّدي، السيارة تنتظر |
| -Yani, yanılmıyorsam fazla bir biletiniz vardı ama yanınızda götürecek birisini bulamadınız. | Open Subtitles | - أظن أنه لديكم تذكرة اضافية - ولم تستطيعا أن تقررا مَن منكما سيصطحب صديقته؟ |
| - biletiniz, hanımefendi. - Evet. | Open Subtitles | ـ التذاكر , سيدتي ـ حسناً، نعم |
| biletiniz lütfen. | Open Subtitles | التذاكر من فضلك |
| biletiniz lütfen. | Open Subtitles | التذكرة من فضلك |
| - Balayı biletiniz hala duruyor mu? | Open Subtitles | - أنت ما زِلتَ هَلْ عِنْدَكَ تذاكر شهر عسلكِ؟ |
| - biletiniz birkaç hafta içinde gönderilecek. | Open Subtitles | حسنا إذن، ستحصل على تذاكرك بعد بضعة أسابيع |
| biletiniz lütfen. Hoş geldiniz efendim. | Open Subtitles | بطاقة الركوب من فضلك مرحباً بك على متن الطائرة |
| Bayan? biletiniz yoksa geçmenize izin veremem. | Open Subtitles | لا استطيع ان ادعك تعبرى الا ببطاقه الركوب |