| Bu yüzden Twitter'da fotoğraf paylaşımına başladığımızda konum bilgilerini kapatmaya karar verdik. | TED | ولهذا السبب، عندما أطلقنا الصور في تويتر، قررنا أن نستثني المعلومات الجغرافيّة. |
| bilgilerini paylaşıyorlar, araçlarını ve tekniklerini paylaşıyorlar, ve oldukça güzel vakit geçiriyorlar. | Open Subtitles | يشاركون المعلومات, يشاركونَ الأدوات و التقنيات و حالياً لديهم وقتٌ جيد جداً. |
| Bryce, şu anda beynimde yer eden bütün derin devlet bilgilerini bana gönderdi ve sayesinde her an korku, tehlike ve endişe içindeyim. | Open Subtitles | برايس أرسل لي قاعدة بيانات مليـئة بالأسرار الحكوميــة و هي الآن في دماغي, و تجعلني في حالة خوف و خطر و قلق مستمرة |
| Müşteri bebeğin bilgilerini giriyor bebek de büyümesine devam ediyor. | Open Subtitles | يقوم العميل بإدخال كل البيانات إلى الحاسب عن الطفل ويتعقب المرحلة العمرية |
| Savunma Bakanlığı, adam İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amerika'ya göç ettiğinde, bilgilerini gizli seviyeye almış. | Open Subtitles | وزارة الإرتفاع حظرت الإطلاع على معلوماته عندما هاجر الى الولايات المتحدة بعد الحرب العالمية الثانية |
| Bu eş bulma sitesine tüm hayati bilgilerini verdik soruları senin yanıtlayacağın şekilde yanıtladık ve sana bir eş buldular. | Open Subtitles | لكننا وضعنا كل معلوماتك المهمة في موقع تدبير المواعيد ذاك و أجبنا كل أسئلتهم تماما كما كنتَ ستفعل |
| Tamam, bilgilerini benim ekranıma gönder ve bana bağla. | Open Subtitles | حسناً، أرسل معلوماتها إلى شاشتي، وصلني بها |
| Bu tek başına transferin gizli bilgilerini sızdırdığını kanıtlamak için yeterli değil. | Open Subtitles | هذا لا يكفي لإثبات أنها كانت تقوم بتسريب المعلومات عن مهمة النقل |
| İletişim kayıtlarına göz at. Mümkün olduğunca çabuk bilgilerini bul. | Open Subtitles | تفقدي سجلات اتصالاتهم للعثور على المعلومات في أسرع وقت ممكن |
| Japon Büyükelçiliği bu ülkeye karşı yapılacak bir saldırının bilgilerini canı gönülden vermeyecektir. | Open Subtitles | لن تقوم القنصلية اليابانية بصورة تطوعية توزع المعلومات بشأن الهجوم على هذه البلدة |
| Bizim duyduğumuz her sesin, aldığımız her görüntünün, tadın, kokunun ve hissettiğimiz her dokunuşun ardında duyu bilgilerini alan ve bizim için yorumlayan ayrı ayrı hücre kümelerinin rolü vardır. | TED | وراء كل صوت ومرآى وملمس ومذاق ورائحة هناك مجموعة من الخلايا موافقة له تستقبل هذه المعلومات وتترجمها لنا. |
| Görevlerimden biri de jet uçaklarının uçuş bilgilerini genel sunuya toplamaktı. | Open Subtitles | جزء من وظيفتي كان وضع بيانات الطائرة المُقاتلة على خادم مركزي. |
| Scully'nin bilgilerini en yeni Yalnız Silahşör'e yükledim. - "Düşünür" adıyla geçiyor. | Open Subtitles | حمّلت بيانات سكولي الطبية إلى الرجل المسلّح الوحيد الأحدث. |
| Sadece yarış bilgilerini verdiler. | Open Subtitles | .. ليس بعد .. لقد حولوا إلينا بيانات السباق |
| Şirket bilgilerini araklamak senin tarzın değil. | Open Subtitles | ضرب البيانات المتعلّقة بالشركات ليست أسلوبك |
| -Tanrım Tamam tanıkları ve kurbanları ayırıp, bilgilerini bana ulaştırın | Open Subtitles | أريد أن أبدأ بأخذ البيانات عن الضحايا الأسماء الهويات و أي شيء يمكن أن يساعدنا بالقبض على مطلقي النار |
| Otel müdürü, kredi kartı bilgilerini verdi. | Open Subtitles | حسناً، قدم المدير بإعطائي معلوماته بطاقته الإئتمانيّة، |
| Bana bilgilerini ver. Seni 9'da alırım. | Open Subtitles | اعطيني معلوماتك , و سأقلك في الساعه 9 مساءً |
| O kalem, Diana bilgilerini yazsın diye eline verdiğin kalem. | Open Subtitles | . انه نفس القلم الذي اعطيته لديانا لتكتب ...جميع معلوماتها |
| Başka bir deneyde, deneklerimize muhtemel bir iş adayının bilgilerini sunduk. | TED | في تجربة أخرى، قدمنا للمشاركين لدينا معلومات عن متقدم محتمل لوظيفة. |
| Tabii, tabii olur. su avukatin bilgilerini mesaj atar misin? | Open Subtitles | نعم , هل يمكنك فقط أن ترسلى لى بمعلومات المحامى؟ |
| Ben de bilgi bankasına aylık hasta bilgilerini giriyorum. | Open Subtitles | الآن أنا أقوم بنسخ المجلة الطبية لأقوم بتحديث بياناته |
| Gerçek şu ki, zengin olmak için artık hiç kimse gizli şirket bilgilerini kullanmıyor. | Open Subtitles | بالواقع , لا يحتاج أحد لمعلومات من الداخل حتى يصبح غنيا |
| Kobol'la ilgili bütün keşif bilgilerini hemen odama getirin. | Open Subtitles | أٌود معرفة كل الأمور الإستطلاعية على متن كوبول مٌقدمة لى حالاً |
| Adını ve iletişim bilgilerini yaz. | Open Subtitles | ضع اسمك ومعلومات الاتصال بك على البطاقة. |
| Hani şu müze bilgilerini almak için çaldığın telefon var ya? | Open Subtitles | مثلما تعرف، الجوال الذي سرقته لتحصل على معلومات عن المتحف ؟ |
| Onun kişisel bilgilerini al. Ailesine yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | احضر لى بياناتها الشخصية اريد مساعدة عائلتها |
| Ama bir dahaki sefere daha dikkatli olun. Lütfen iletişim bilgilerini bırakın. | Open Subtitles | و لكن إحذرا في المرة القادمة خذ بياناتهم |