| Eğer istersek, Bill Clinton'ın bile ne olduğunu kontrol edebiliriz. | TED | إذاً، اذا رغبت في، لنرى كيف يبدو "كون" بيل كلينتون. |
| Bill Clinton'ın şu an itibariyle yer almış olduğu söylentileri görebiliriz. | TED | يمكننا رؤية القصص بأن بيل كلينتون يشارك الآن. |
| Evet, Bill Clinton Arkansaslı idi ama bunlar çok büyük farklar. | TED | نعم بيل كلينتون كان من اركنساس، ولكن هذه فروقات عميقة جداً جداً. |
| Bill Clinton'ın Rwanda sağlık klinikleri için söyledikleri gibi. | TED | لأنه مثلما كما كان يقول بيل كلينتون عن العيادات الصحية الرواندية. |
| Bill Clinton istediğini elde edemeyeceği için göz yaşları içinde gider. | TED | فمضى بيل كلينتون باكياً فشله في تحقيق ما أراد. |
| Ama Bill Clinton'ın kardeşi olmayı kaldırabiliyordum. | Open Subtitles | ولكنني يمكن السيطرة ويجري بيل كلينتون شقيق. |
| Yarın sabah itibariyle Bill Clinton'ın lekeleri silinecek ve nihayet Beyaz Saray'a onur ve saygınlık girecek. | Open Subtitles | في صباح الغد سوف نغسل البقع التي أحدثها بيل كلينتون و في النهاية سنعيد الشرف والكرامة للبيت الأبيض |
| Eyalet Valisi Clinton şimdi Başkan-Adayı Bill Clinton. | Open Subtitles | الحاكم كلينتون أصبح الآن الرئيس المنتخب بيل كلينتون |
| Bir iskelet, Bill Clinton iki şırfıntı palyaço ve normal bir palyaço. | Open Subtitles | هيكل عظمي ,بيل كلينتون ومهرجان متعريان ومهرج عادي |
| Bill Clinton başbakan olana... kadar da uzayda porno yoktu. | Open Subtitles | وحتى كان بيل كلينتون الرئيس، لم يكن هناك الاباحية في الفضاء. |
| Şimdi, her şeyin Bill Clinton'a odaklandığı bir evrene geçiyoruz. | TED | إذاً الآن، لدينا "كون" جديد، مقيد فقط لكل الأشياء حول بيل كلينتون. |
| Ve millet, Bill Clinton'un "Hayatım" adlı kitabını burada kitapçıdan alabilirsiniz. | TED | ايها الصحب، يمكنكم شراء نسخة من كتاب بيل كلينتون "حياتي" من المكتبة هنا في تيد. |
| Geçen hafta yapılan TED Ödülleri töreninde Bill Clinton şunları söyledi: "Bu durum eşi benzeri görülmemiş, eşitlikten uzak, adaletsiz ve istikrarsız bir durumdur." | TED | في الأسبوع الماضي، قال بيل كلينتون في التجارة، هذا الوضع "لم يسبق لها مثيل وغير متكافئة وغير عادلة وغير مستقرة." |
| Bill Clinton Tanrı'ya gider. Ne zaman başarılı bir iklim değişikliği ve düşük karbon ekonomisi olacağını sorar. | TED | و تقول القصة أن بيل كلينتون ذهب إلى إلهه، و سأله متى ستتحقق السيطرة الناجحة على تغيرات المناخ و نجاح إقتصاد تقليل الكربون. |
| Hatta Bill Clinton'u bile arayabilirsiniz | Open Subtitles | توقف عن الضحك ! يمكنني حتى ! " الإتصال بـ " بيل كلينتون |
| En azından öğreneceğiz ki, Bill Clinton kadar kötü bir başkan olamaz. | Open Subtitles | على الأقل نحن نعرف أنه لن (يأتي رئيس أسوأ من (بيل كلينتون |
| Susan McDougal, Bill Clinton yönetimindeki federal hükümetle iş birliği yapmayı 22 ay boyunca reddetmişti. | Open Subtitles | "سوزان ماكدوغال" قَضَتْ اثنان و عشرون شهرا لِرفضِها التعاون مع تحقيق فيدرالي بخصوص بيل كلينتون. |
| Glass Steagall'ın yürürlükten kaldırılmasını Bill Clinton'ın onayladığını biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلم أن بيل كلينتون هو من قام بتوقيع إلغاء قانون Glass-Steagall? |
| ...ama Bill Clinton gibi kadınları hala onlarla birlikte. | Open Subtitles | و للحفاظ على نسائهم مثل بيل كلينتون |
| Bak, Bill Clinton McDonalds'ı sever, değil mi? | Open Subtitles | بيل كلينتون يحب ماك دونالد صحيح ؟ |