| Bugün havada garip birşeyler var. Pilotum bile sinirli. | Open Subtitles | هناك شيء غريب في الهواء اليوم . حتى الطيار عصبي |
| Aslında, Poppy, Niles hakkında bilmen gereken birşeyler var. | Open Subtitles | لكن، في الحقيقة، خشخاش، هناك شيء أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ حول النيل. |
| Korkarım ki haklısın. 452'de değişik birşeyler var. Belirtilerin hiçbirini göstermedi. | Open Subtitles | اخشى إنه ليس كذلك، بالرغم أنّ هناك شيء مختلف مع 452 إنها لم تعاني من أي أعراض |
| Beni dinle adamım, karınla aramızda gerçekten özel birşeyler var. | Open Subtitles | اسمع يا رجل انا وزوجتك هناك شئ خاص يجري بيننا |
| birşeyler var içinde alamayacakları ve dokunamayacakları birşeyler. | Open Subtitles | هناك شىء بداخلنا لا يمكنهم أن يصلوا اليه |
| Bende yanlış giden birşeyler var,birşey aklımı çeldi... ve bana daha önce hiç söylemediğim şeyler söylettiriyor... ve bana daha önce hiç yapmadığım şeyler yaptırıyor. | Open Subtitles | هناك شيئاً خطاى فى ويسيطرعلى عقلى ويجبرنى على قول اشياء لم اكن اقدر على قولها مطلقاً وفعل اشياء لم يكون بمقدورى فعلها |
| Polis şefinden gelen faksı gördüm burada seninle ilgili olduğunu bana hatırlatan birşeyler var | Open Subtitles | لقد رأيت الفاكس من رئيس الشرطة بالمناسبة ، هناك شيء ما هنا لك |
| Hayır, bence Mick'in bana söylemediği birşeyler var | Open Subtitles | لا، أظن أن هناك شيء لايريد ميك إخباري به |
| Ama hala beni rahatsız eden birşeyler var ve ne olduğunu anlayamıyorum. | Open Subtitles | لكن ما زال هناك شيء يضايقني لا أستطيع معرفه ما هو |
| garip birşeyler var.çok... çok güzel hazırlanmış. | Open Subtitles | تحقيق الطبيب الشرعي هناك شيء غريب بشأنه، إنه دقيق نوعاً ما |
| Bataklıkta başka birşeyler var, hangisi daha kötü görünüşte. | Open Subtitles | هناك شيء آخر في الأهوار الذي هو أسوأ من ذلك على ما يبدو. |
| Ama sende öyle birşeyler var ki... seni tek başıma istiyorum. | Open Subtitles | ولكن هناك شيء فيك يجعلني أريدك فقط لنفسي |
| Derinde, yakalamanın zor olduğu birşeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء بداخلي لا أستطيع التحكم فيه |
| - Bu fasulyelerin içinde kımıldanan birşeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء تزحف في هذه الفاصوليا |
| Baba, sana söylemem gereken birşeyler var. | Open Subtitles | أبي ، هناك شيء أريد أن أقوله لك. |
| "Bu Yeni Şehir'de devam edegelen birşeyler var." | Open Subtitles | "هناك شيء غريب حقا يجري بهذه المدينة الجديدة" |
| -Eksik olan birşeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء مفقود هنا، ألا تعتقدي ذلك؟ |
| Shakespeare'e göre, doğada işleyen birşeyler var... belki de insan doğasının kendisinde... | Open Subtitles | طبقا لشكسبير هناك شئ كان خارق عن الطبيعه في الطبيعه ربما في البشر |
| Bilmiyorum. Acı çekiyor. Beynini kemiren birşeyler var. | Open Subtitles | لا اعلم ، انه مجروح هناك شئ في هذا الرجل |
| Biliyorsun, onda farklı birşeyler var. Bizim bilmediklerimizi biliyor. | Open Subtitles | هناك شىء مختلف به إنه يعرف أشياء لا نعرفها |
| Kabzanın altında birşeyler var gibi. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شيئاً مكتوباً تحت يدِ الخنجر ؟ |
| Size söylüyorum, gözden kaçırdığımız birşeyler var. | Open Subtitles | طبق من الفضة بالفعل أخبركم بذلك هُناك خطباً ما يتعلق بذلك الأمر |
| Bu insanlarda garip birşeyler var. | Open Subtitles | كلا. ثمة خطب غريب بهؤلاء القوم |