| - Bak, yıllar önce ne olduğunun bir önemi yok... | Open Subtitles | أنظري , لا يهم ما حدث كل هذه السنين الماضية |
| Sanırım onu bir genelevde yakalamış olmamın da bir önemi yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يهم أني كشفته في بيت دعارة بوسط المدينة. |
| Eğer ona ulaşayacaksa nerede olduğunu bilmesinin bir önemi yok. | Open Subtitles | لا يهم معرفته لمكانها إذا كان لا يستطيع الوصول إليها |
| Nasıl geldiğinin bir önemi yok; o ölmedi ve burası da bitmiş değil. | Open Subtitles | لا يهمّ ما يشعرك به الوضع، إنّه ليس ميّتًا، وهذا المكان لم ينتهِ. |
| Korsan olmak istiyorsam yaşımın bir önemi yok, ha? | Open Subtitles | إذا أردت أن أكون قرصاناً , فإن عمري غير مهم هه ؟ |
| Sanırım bunun bir önemi yok. Buradayız ve bir plana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يهم ذلك الآن نحن هنا و بحاجة إلى خطة |
| Adamın kim olduğunun bir önemi yok, önemli olan kafamın içinde tekrarlayan o cümle: "Sonuna kadar desteye dokunmayacağım." | TED | لا يهم من كان الرجل كل ما يهم أن الجملة كانت تتكرر في رأسي: "لن ألمس الورق حتى النهاية" |
| Hangi hayali yola koyulduğunuzun bir önemi yok. | TED | لا يهم أي المسارين الوهميين تعتقدون أنكم ستسلكونه. |
| Ancak bunun bir önemi yok– hatırlayın, sorgulayıcının vardığı sonuç yalanlara dayanıyordu. | TED | ولكن هذا لا يهم تذكر، استنتاجه مبني على أكاذيب. |
| Nasıl biri olduğunun bir önemi yok. - Onu görmeye çalış-- - Son tren. | Open Subtitles | بهذه الطريقة ، أعنى ، مولعاً بك و لا يهم إذا كنت تستحق الشنق |
| Başımızdaki sorunda kurtulmak için yaptığımız ayarlamaların bir önemi yok. | Open Subtitles | هو لا يهم ما ترتيبات جعلنا، إلى الذي يزعج نحن ذهبنا. |
| Ama hayatım, Orta Afrika'da bitki ekmenin bir önemi yok. | Open Subtitles | ولكن، عزيزي، تعلم انه لا يهم عندما المرء يزرع في افريقيا المتوسطه |
| Aslında tam sizi uyarmak için geliyordum ama artık bir önemi yok. | Open Subtitles | فى الحقيقة , كنت اتى إلى هُنا لتحذيركم . ولكن هذا لا يهم الآن |
| Anlamadığı şey şu ki, sanatın iyi olup olmadığının bir önemi yok. | Open Subtitles | ما لم يفهمه هو انه لا يهم ان يكون الفن جيدا ام لا |
| Delirmiş. Neyse, telsizin bir önemi yok. | Open Subtitles | إنسى أمره إنه مجنون على أية حال، الراديو لا يهم |
| Beni mutlu etmesi ya da doğru kişiyle birlikteymişim gibi hissettirmesinin bir önemi yok. | Open Subtitles | لا يهمّ كونه يجعلني سعيدة أو كونه يجعلني أشعر كما يجب أن يشعر المرء حين يكون بصحبة الشخص المناسب، أذلك جنون؟ |
| Unut gitsin. Uzun zaman önceydi. bir önemi yok. | Open Subtitles | إنسيه يا جينا لقد كان منذ زمن طويل وهو غير مهم |
| Benim söylediğimin bir önemi yok. Sizler benim ırkçı olduğumu düşüneceksiniz. | Open Subtitles | ليس مهماً ما أقوله أنتم أيها الناس ستعتقدون أنني عنصري |
| Hedefin detaylarının burada bir önemi yok, ama önemi olan şey hedefin kesin olması. | TED | الآن تفاصيل الهدف لا تهم هنا، لكن ما يهم هو مدى دقة الهدف. |
| Ya da kiminle takıldığınızı. Bunun bir önemi yok. Bir eğitim almadıysanız, kimse size değer vermez. | Open Subtitles | العالم الحقيقي في الخارج فلا يهم كم أنت مطلع أو من هم رفاقك |
| Ama bunun bir önemi yok. Herkesin hüzünlü bir hikâyesi vardır. | Open Subtitles | هذا ليس مهم حقاً كل شخص منا لديه قصة حزينة |
| İşte, komanın güzel yanı da bu. Komadakinin yanında neler yaptığının bir önemi yok. | Open Subtitles | هذا هو جمال الغيبوبة، لا تهمّ أفعالك |
| Hukukun en güzel yanı, günün sonunda söylediklerimiz ya da düşündüklerimizin bir önemi yok. | Open Subtitles | العظيم بشأن القانون أنه في نهاية اليوم لايهم ما نقوله أو نفكر به |
| Hayatım... bir toprak parçasının bizim için bir önemi yok ki. | Open Subtitles | يا عزيزي، قطعة واحدة من الأرض لا يعني شيئا بالنسبة لنا. |
| İkisi arasındaki fark nedir? Benim evimde, ne düşündüğünün ne istediğinin, ne söylediğinin, hiç bir önemi yok. | Open Subtitles | في منزلي، ما تفكر به أو تريده أو تقوله لا يعني شيئاً |
| Samson'ın tutuklanmasından dolayı tüm övgüyü polisler aldı, ama bunun bir önemi yok. | Open Subtitles | الشرطة قبضت علي سامسون لكن هذا ليس مهما |
| - Boş ver, bir önemi yok. | Open Subtitles | لاشيء، هذا غير مهمّ |
| Artık bir önemi yok. | Open Subtitles | لِلطَعام و المَاء. هذا لا يُهم الأن. |