| Naomi'ye git ve sevişmeyle ilgili en ufak bir şey bilmediğini söyle. | Open Subtitles | اذهب لناعومي و أخبرها بأنك لا تعرف شيئاً عن إقامة علاقة, الجنس, نعم |
| O yüzden bize sayıp sövüp bir şey bilmediğini söylemeyi kes. - Boşa çabalıyor. | Open Subtitles | والقنبلة تمّ تجميعها في المستودع، لذا لا تهينني وتقل لنا أنّكَ لا تعرف شيئاً عن ذلك |
| Allison,Claire adında bir kız, ve bana Kanlı Mary ile ilgili bir şey bilmediğini söyleyen, hastanedeki arkadaşı Sloane Alexander, | Open Subtitles | أليسون وفتاة اسمها كلير وسلون أليكساندر الصديقة بالمستشفى التي قالت لي بأنها لا تعلم شيئاً عن ماري الدموية |
| Hiç bir şey bilmediğini sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك لا تعلم شيئاً. |
| Onlara oğlumun bu konuda bir şey bilmediğini söyler misiniz? | Open Subtitles | أخبرّهم أنه لا يعرف أي شيء عن هذا، من فضلك |
| Bu işi yapan herkesin adını vermeye razı ama Mombasa Kartel hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor. | Open Subtitles | انه على استعداد ليتدحرج على الجميع لكن يبدو بأنه لا يعرف أي شيء بخصوص مومباسا |
| Hiç bir şey bilmediğini söylüyor. | Open Subtitles | ماذا يعرف ؟ يقول أنة لا يعرف شيئاً و أنا أصدقه |
| Hiç bir şey bilmediğini söylüyor. | Open Subtitles | ماذا يعرف ؟ يقول أنه لا يعرف شيئاً و أنا أصدقه |
| Gerçek bilgelik bir şey bilmediğini bilmektir. | Open Subtitles | كما قال سقراط: الحكمة الحقيقية هي معرفة انك لا تعرف شيئاً. |
| Bu konu hakkında bir şey bilmediğini söyleme. | Open Subtitles | لا تتظاهر بأنك لا تعرف شيئاً عن هذا |
| Anna bir şey bilmediğini söylüyorsa eminim bilmiyordur. | Open Subtitles | إذا قالت (آنا) إنها لا تعرف شيئاً فأنا متأكد أنها لا تعرف |
| Böylelikle, işler sarpa sararsa Keisha bir şey bilmediğini söyleyecek ve bu da doğru olacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، إذا ساءت الأحوال ستستطيع (كيشا) أن تقول أنها لا تعلم شيئاً وسوف تكون هذه هي الحقيقة |
| İlk onunla görüştüm, bana bir şey bilmediğini söyledi. | Open Subtitles | تحققت منه في البداية وقال بأنه لا يعرف أي شيء |
| bir şey bilmediğini söyledi. | Open Subtitles | إدعى إنه لا يعرف أي شيء بشأنه |
| bir şey bilmediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه لا يعرف أي شيء |
| O neler biliyor? Hiç bir şey bilmediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه لا يعرف شيئاً و أنا أصدقه |