| Bu yüzden hiç aşı olmamış bu yüzden bir ailesi yok. | Open Subtitles | لهذا السبب ليس لديه أيّ تطعيمات، ولهذا السبب ليس لديه عائلة. |
| Bahse girerim Batman de benim gibi bir ailesi olamsını diliyordur. | Open Subtitles | اني اتحدى باتمان ان يكون لديه عائلة كهذه |
| Adamın bir ailesi var. Biraz duyarlı ol. | Open Subtitles | انظر الى الفوضى التى على الارض الرجل لديه عائلة, كن رحيماً, من اجل المسيح |
| O, mutlu bir ailesi ve bankada 40 milyonu olan başarıIı bir idareci. | Open Subtitles | بل كان موظفاً ناجحاً و له عائلة محبة و 40 مليون دولار بالبنك |
| Artık bir ailesi var, yani.... onları gördün, çok seçkin ve zengin kişiler, sanki.... | Open Subtitles | لقد حصل على عائلة الآن .. أنا أقصد لقد رأيتهم أنت .. |
| Bu kızın bir ailesi yok. Burada çalıştığını bilen kimsede yok. | Open Subtitles | ليس لها عائلة و لا أحد يعرف أنها كانت تعمل هنا |
| Mahkeme babanın başka bir ailesi olduğunu kanıtlasaydı o zaman yasal bir ayrılık yapabilirdim. | Open Subtitles | إذا كانت المحكمة قد اعترفت بأن والدك لديه أسرة أخرى, يكون بإمكاني الحصول على الانفصال القانوني. |
| Sonunda Rapunzel'in bir yuvası ve gerçek bir ailesi olmuştu. | Open Subtitles | اخرا رابونزيل عادت الى المنزل وأخيرا اصبحت لديها عائلة حقيقية |
| Çünkü bu adamın bir ailesi varsa, bilgilendirilmeleri gerekir. | Open Subtitles | لأن لو لدى هذا الرجل أي عائلة يجب أن يتم أعلامهم |
| Hep o büyüyünce yakın olacağımızı, bir ailesi olacağını, benim de o ailenin bir ferdi olacağımı düşünürdüm. | Open Subtitles | دائما كنت أظن بأنه عندما أكبر سأكون أكثر لطفاً و سيكون لديه عائلة و سأكون جزئاً منها |
| Donör olacak bir ailesi yokmuş, ama bir oğlu varmış. Onu bulmalıyım. | Open Subtitles | لديه عائلة لتكون متبرعة لكن لديه إبن ، يجب أن نعثر على هذا الرجل |
| bir ailesi var ve yine sahnede. | Open Subtitles | لديه عائلة الآن , و هو يعوض لعروض مرة اخرى |
| bir ailesi ve bir eşi var. Tom, Lütfen Tom. | Open Subtitles | إنظر إليه لديه عائلة لديه زوجة توم رجاء لا |
| Tanımlamam gereken kalıntılar var. bir ailesi olabilir. | Open Subtitles | لا يزال لديّ رُفاتٌ عليّ تحديده يمكن أن يكون لديه عائلة |
| Gayri meşru çocuğuymuş ama o zamanlar Macaristan'da bir ailesi de varmış. | Open Subtitles | كانت أبنته الغير شرعية ولكن كان لديه عائلة وقتها في المجر |
| Müdürün bir ailesi var, bir eşi, ve Vargas ona genç kadınlar gönderiyor. | Open Subtitles | واردن لديه عائلة,زوجة وفرجاس استطاع الحصول منذ كان شابا |
| Ne arkadaşları, ne de ona yakınlık gösterip destek çıkan bir ailesi vardı. | Open Subtitles | من دون أصدقاء أو عائلة محبة تُوفر أي دفء و تشجيع. |
| Yeni bir ailesi var. Parmağımı şıklatıp onu buraya getiremem. | Open Subtitles | لقد حصل على عائلة جديدة ، لا يمكنني ان انقض عليه هكذا و اجلبه إلى هنا |
| Kim olduğunu, ya da burada bir ailesi olup olmadığını bile hatırlamıyor. | Open Subtitles | إنها لا تتذكر مَن تكون أو حتى إن كان لها عائلة هنا |
| 6-7 ay sonra karısı adamın başka eyalette bir ailesi daha olduğunu öğrenmiş. | Open Subtitles | بعد 6 او 7 أشهر, ظهرت زوجته لهنا و قالت أنه يحظى بعائلة آخرى في ولاية آخرى |
| Söylediklerini anlıyorum, bu adamın bir ailesi var ve benim de ona biraz borcum. | Open Subtitles | اعلم ما تقوله, هذا الرجل لديه عائله ولدي له بعض المال. |
| Onun bir ailesi olduğu için, bizimle olduğu için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد بأننا عائلته الأن أريد أن أخبره بذلك |