| Endişelenme. Senin kardeşinin geri dönme gibi bir alışkanlığı var, unuttun mu? | Open Subtitles | لا تقلقي,اخيك لديه عادة بالقفز راجعاً,اليس كذلك؟ |
| Bütün dünyanın yükünü omuzlama, onu ilgilendirmeyen sorumlulukları üstlenme gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة سيئة من تحمل ثقل العالم على كتفيه، الأعباء التي لا بل له على تحمله. |
| Kafamın içine her türlü bilgiyi sokmak gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | كانت لديه عادة في حفر كل أنواع الحقائق في رأسي. |
| Kaçıp gitmek gibi kötü bir alışkanlığı var ayrıca öyle yaptığında benim harika bir popom olduğunu hatırlamakta fayda var. | Open Subtitles | لديها عادة سيئة فى المشئ للخارج بالرغم من ذلك عندما تفعل هذا من الرائع أن تذكرنى أننى لدى مؤخرة جميلة |
| Sence Abby Campbell ve iş arkadaşlarının örnekleri sedyede taşımak gibi bir alışkanlığı var mıdır? | Open Subtitles | هل تعتقدين " آبي كامل " والفنيين أصدقاؤها لديهم عادة تدوير العينات من وإلى المنطقة على عربة ؟ |
| Lincoln Gerald'ın bir temsilcisinin bazı şeyleri kontrol etmek gibi sinir eden bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | المندوب لينكولن وجيرالد لديه العادة المزعجة من التدقيق على الأشياء. |
| Elini kontrol ederken garip bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة مثيرة لاهتمام عندما يتحقق من يده. |
| Bütün Dünya'nın yükünü omuzlarında taşımak gibi kötü bir alışkanlığı var; | Open Subtitles | لديه عادة سيئة من تحمل ثقل العالم على كتفيه، |
| Çözmeye başladığı birçok problemi yaratmak gibi kötü bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة فظيعة بخلق نفس المشاكل التي يذهب لحلّها |
| Kötü haber, oğlunuzun pis, sağlıksız bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | أخبار سيئة ابنكما لديه عادة سيئة ضارة |
| Yani, kendisine ve çevresindekilere bazen sorun çıkarma gibi bir alışkanlığı var, ama... | Open Subtitles | لديه عادة سيئة بتوريط نفسه و الآخرون من حوله في المشاكل لكن... |
| Bunun kız arkadaşlarını kaybetmek gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | هذا لديه عادة ودائماً مايخسر صديقاته |
| Eski onların genç kadınları davet bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | الرجل العجوز لديه عادة دعوة الفتيات له... |
| Garip anlarda konuşmak gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة اأن يقولها في لحظات غريبة |
| Çünkü Stefan'ın bana doğrultulan mermilere atlama gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | (ستيفان) لديه عادة سيّئة لتلقّي الرصاصات الموجّهة إليّ. |
| Dan'in arkasını dağınık bırakmak gibi bir alışkanlığı var tahmin edersin ki. | Open Subtitles | دان لديه عادة ترك فوضى وراءه... |
| Polisin yanlış adamı yakalama gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | الشرطة لديها عادة اعتقال الرجل الخاطئ. |
| Kaçmak gibi bir alışkanlığı var. "Olamaz, annemin bana ihtiyacı var." | Open Subtitles | لديها عادة الهروب " اوه , لا امى تريدنى "ا |
| Burada herkesin kötü bir alışkanlığı var; | Open Subtitles | الجميع هنا لديهم عادة سيئة: |
| İnsanlar kaybolan bir alışkanlığı var . | Open Subtitles | والناس لديهم عادة أن يختفون. |
| - Doğru söylemiş. Annenin öyle kötü bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | -لقد كانت تنتاب أمك تلك العادة المزعجة |