| İlk örnek bir davetle başladı çok katlı bir alışveriş merkezi tasarlamak için Etiyopya'nın başkenti Addid Ababa'da. | TED | المثال الأول بدأ مع دعوة لتصميم مركز للتسوق متعددة الطوابق في العاصمة الإثيوبية أديس أبابا. |
| Gösteriden çok, bir müzeyi andıran bir alışveriş merkezi ya da bir yüzme havuzu yaratmak. | TED | إنشاء مركز للتسوق أو مسبح أشبه بمتحف منه بمكان للترفيه . |
| İçinde bir restoran, bar, süpermarket ve kulüp olan bir alışveriş merkezi var. | TED | يوجد مول صغير به مطعم وحانة وسوبر ماركت و نادي |
| * Stoolbend, sanki, sanki küçük bir alışveriş merkezi * | Open Subtitles | * ستول بيند- - انها كـ, انها كـ مول صغير * |
| dedi. Tabii adreslerinin Kuzey Los Angeles'ta bir alışveriş merkezi olduğu ve hiçbir çalışanlarının olmadığı | TED | لا تهتم بواقع أن العنوان قاد إلى قطاع مركز تسوق في مكان ما في شمال لوس أنجلس |
| hayatımın en büyük tutkusu inanılmaz derecede zengin bir alışveriş merkezi zinciri kralının ve kabare paten pisti sahibi ve işletmecisinin metresi olmakmış. | Open Subtitles | طموحي الدائم كوني عشيقة لتاجر مركز تسوق غني جدا و المالك لملهى ساحة التزلج |
| Martin, George ve Eve buraya büyük bir alışveriş merkezi yapılması için satacaklarmış. | Open Subtitles | ذلك آن مارتين , جورج و آيف رحمهم الله كانو يتكلمون على مايبدو بإنهم يريدون بناء مركز تسويق كبير , طبعاً قريبيتي سيسي لن تكون سعيده ابداً بذلك |
| Martin, George ve Eve buraya büyük bir alışveriş merkezi yapılması için satacaklarmış. | Open Subtitles | ذلك آن مارتين, جورج و آيف رحمهم الله كانو يتكلمون على مايبدو بإنهم يريدون بناء مركز تسويق كبير, طبعاً قريبيتي سيسي لن تكون سعيده ابداً بذلك |
| Bir kaç yıl sonra da tepemize bir alışveriş merkezi yapacaklar. | Open Subtitles | وبعد سنتين يقومون ببناء مركز تجاري فوقنا |
| R- life, bana bir alışveriş merkezi bul. | Open Subtitles | آر لايف" إعثر لي" على متجر |
| Bu fikirlerle müteahhitleri ikna etmek başta kolay olmadı çünkü onlar "Bu bir alışveriş merkezi değil. Biz bunu istemedik." | TED | ومع هذه الأفكار لم يكن من السهل إقناع المطورين في البداية لأنهم كانوا يقولون: "هذا ليس مركز للتسوق. ونحن لم يطلب ذلك. " |
| Orası şu an bir alışveriş merkezi. | Open Subtitles | لقد أصبح مركز للتسوق الآن |
| * Stoolbend, sanki, sanki küçük bir alışveriş merkezi * | Open Subtitles | * ستول بيند- - انها كـ, انها كـ مول صغير * |
| bir alışveriş merkezi boyutunda. | Open Subtitles | هذا هو حجم مول للتسوق |
| Şimdiye bir alışveriş merkezi dikmiş olabilirler. | Open Subtitles | قد تكون شقه خاصه او مركز تسوق حالياً |
| Orada bir düzine dükkân olan bir alışveriş merkezi var. | Open Subtitles | انه مركز تسوق فيه ما يقارب 12 محلا |
| Morel bu binayı yakıp yerine ucube bir alışveriş merkezi filan dikecekti. | Open Subtitles | (مورل) كان سيحرق هذا المكان و يبني بداله مركز تسويق أو ما شابة |
| "Beyaz Köy" dedikleri büyük bir alışveriş merkezi yapılacak. | Open Subtitles | و مركز تجاري جديد اسمه منتديات العرب اليوم القريه البيضاء سيبني هنا |
| Hemen bir alışveriş merkezi bulalım. | Open Subtitles | لنعثر على متجر |