Sizlere Dame Cicely Saunders'tan bir alıntı yapacağım, kendisiyle bir tıp öğrencisiyken tanışmıştım. | TED | هذا اقتباس من دايم سيسلي ساوندرس، التي تعرفت عليها عندما كنت طالب بكلية الطب. |
Sevinçli olmak istiyorsam, bir alıntı yapabilirim. | TED | إذا أردت أن أرفع معنوياتي، قد أحصل على اقتباس. |
Virgina Wolff’dan bir alıntı ve bundan tam olarak ne kastettiği üzerine bazı tartışmalar var. | TED | عبارة مُقتبسة من مقولة لفيرجينيا وولف، وهناك بعض المناظرة عما كانت تقصد بهذا المعنى بالفعل. |
Kardeşim bir SMS yolladı... ...Simpson'lardan bir alıntı yazmış. Diyordu ki... ..."en zor olanı denedin ve sefil bir halde başarısız oldun. | TED | أرسل لي أخي رسالة نصية، وكان مضمونها وكانت مقولة لسيمبسون. قال فيها، لقد بذلت أقصى جهدك وفشلت فشلاً ذريعاً. |
Biliyor musun, günün birinde, sen de yanlış bir alıntı yapacaksın ve ben bir sumo güreşçisi gibi üzerine çullanacağım! | Open Subtitles | أتعلمين ؟ ذات يوم سوف تخطئين في إقتباس شخص وسوف أقفز عليك مثل مصارع ياباني |
Tırnak içindeki bir alıntı asıl fikirleri gizleyebilir. | Open Subtitles | مقر للاقتباسات تغطي غياب الأفكار الأصلية. |
bilmek istediklerini yazıyorlar. Bu, Virginia'daki Troy'un mektubundan bir alıntı, 50 sayfalık mektuptan bir alıntı. | TED | هذا مقتطف من خطاب تروي من فيرجينيا، اقتباس من خطاب طوله خمسين صفحة. |
Özür dilerim ama, bu benim değil, bir alıntı. | Open Subtitles | مع كامل احترامي لم تكن هذه كلماتي بل كانت اقتباس |
Klişe bir alıntı yapmama malzeme verdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً لأنك أعددتي لي مع اقتباس كلاسيكي أخر |
O, romandan bir alıntı. "Judith'in Kitabı"nda geçiyor. - İncil'den mi? | Open Subtitles | هو اقتباس ظهر في الرواية، مأخوذ من انجيل يهوذا |
Şimdi ise elimizde sadece İncil'den bir alıntı var. | Open Subtitles | كل ما لدينا الآن هو اقتباس من الكتاب المقدس. |
Mezarlıktaki mezar taşlarının birinde bir alıntı vardı. | Open Subtitles | هناك مقولة على أحد شواهد القبور في المقبرة. |
"Küçük Prens"te sevdiğim bir alıntı var: "Gerekli olan göze görünmezdir." | TED | أحب كثيراً مقولة في رواية "الأمير الصغير" تشرح هذا الأمر، "العين تغفل ما هو ضروري." |
İşte -- işte etrafı kuşatılmış bir anneden temsili bir alıntı: “Ebeveynlik öğütlerinden bunaldım. | TED | الآن , هنا -- نجد مقولة تمثل الأم المُحاصَرة : " أنا غارقة في نصائح التربية. |
Aslında, Barnum* ünlü bir alıntı olduğunu söylemedi hiç. | Open Subtitles | في الواقع ، بارنوم لم يقل أية مقولة |
Harika bir alıntı. Ağrı kesici içmeliyim. Castillo berbattı. | Open Subtitles | هذا كان إقتباس عظيم أحتاج لمهدئ هذا كان مريعاً |
Güzel, bir alıntı al. Altından kalkabilecek birini gönderin. | Open Subtitles | اجل, إحصل على إقتباس إننا نريد شيئاً من القانون لنظهره منصفاً. |
Bu, Köken Kitabı'ndan bir alıntı. Biraz önce alıntı yapmıştın. | Open Subtitles | " إنه إقتباس مِنْ كتابِ " الأصلِ أنت أعدتَ صياغته في وقت سابق اليوم |
Tırnak içindeki bir alıntı asıl fikirleri gizleyebilir. | Open Subtitles | مقر للاقتباسات تغطي غياب الأفكار الأصلية. |
İşte Doktor Adenauer'in konuşmasından bir alıntı: | Open Subtitles | :وإليكم مقتطفات من خطاب الدكتور ادناور |
Bunu açıklamak için "The Paper Chase" filminden bir alıntı yapacağım. | TED | ولأشرح ذلك سوف أقتبس من فيلم "The Paper Chase" |
Bu benim romanımdan bir alıntı. | Open Subtitles | تلك جملة من روايتي. |