| Söylendiğine göre, kahverengi bir evrak çantasında 25,000 $'ı olan bir avukatı var. | Open Subtitles | من المفترض أن لديه محام يمتلك خمسة و عشرين ألف دولارا في حقيبته |
| Aksi takdirde... burada bulunmanız yasa dışı avukatlık istemine benziyor... çünkü Carl Lee'nin zaten bir avukatı var. | Open Subtitles | وإلا فوجودكم هنا يعتبر من أجل سرقة عميلي حيث أن (كارل لي) لديه محام بالفعل |
| Evet uğradılar ama görünüşe göre bu adamın bir avukatı var ve o evin onun olduğunu iddia eden bir takım evraklar hazırladı. | Open Subtitles | نعم, لقد أتوا ولكن على مايبدو أن هذا الرجل كان لديه محامي وقدّم بعض الأوراق قائلاً أنه لا يزال يملك المنزل |
| Artık bir avukatı var. | Open Subtitles | نعم، لديه محامي الآن |
| Evet, artık bir avukatı var. | Open Subtitles | نعم، لديه محامي الآن |
| Adamın zaten bir avukatı var. | Open Subtitles | -ولكن لديه محامي بالفعل |