| Yani bir cankurtaran flikasında yaşıyor. | Open Subtitles | حسن، هي إذاً تعيش في قارب نجاة نعم. بالفعل |
| Bayan Florrick, fazla doldurulmuş bir cankurtaran botundayız. | Open Subtitles | سيدة "فلوريك" إننا في قارب نجاة ممتلئ |
| İçe doğru büzülmeye devam ederken, doğa yıldıza bir cankurtaran halatı uzatıyor. | Open Subtitles | كما تستمر بالإنكماش للداخل الطبيعة تعطي للنجم طوق نجاة |
| Sana bir cankurtaran halatı uzatıyorum. Soru şu ki, onu kabul edecek kadar akıllı mısın? | Open Subtitles | أعرض عليك طوق نجاة فهل أنت ذكية بما يكفي لتقبليه؟ |
| Bu kız bir cankurtaran. | Open Subtitles | انها حارسة انقاذ |
| O bir cankurtaran. | Open Subtitles | انها حارسة انقاذ |
| Birlikte bir cankurtaran sandalına çıktık. | Open Subtitles | -نجونا في قارب نجاة معًا . |