| Ticari bir emlak a yatırım yapmam istendi. | Open Subtitles | . أنا طلبت الإستثمار فى ملكية عقارية تجارية |
| Onu zengin bir adam yapabilirim dedim ve bir emlak işine girmeye ikna ettim o da bana parasını verdi. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنه بإمكاني جعله شخص غني وأقنعته بأن يُوافق على الإستثمار في صفقة عقارية ومنحي أمواله |
| Bunlar İsviçreli bankerler. bir emlak anlaşması söz konusu. | Open Subtitles | إنهم المصرفيين السويسريين، إنها صفقة عقارية حقيقية |
| Bence bu olanlar bir emlâk avı. | Open Subtitles | قد يكون صيد سحَرة أظن أنه صيد وكيل عقارات |
| Aşağı tarafta bir emlâk bürosu varmış. | Open Subtitles | لديه وكيل عقارات بالدائرة الانتخابية |
| Çok ilginç bir emlak alımı olmuş. | Open Subtitles | لديهم أيضا اهتمامات بالعقارات المحلية |
| Gerçek bir emlak dergisi için moda çekimi. | Open Subtitles | أنها لقطات أناقة لمجلة دورية عقارية |
| Orada bir emlak balonu olduğunu herkes görebilir. | Open Subtitles | يمكن لأى أحدٍ رؤية وجود فقاعة عقارية |
| Burada neler oluyor bakalım? - Burada gerçek bir emlak şirketi kuruyoruz. | Open Subtitles | -نحن نخطط لإنشاء شركة عقارية حقيقية |
| Basit bir emlak alışverişi sadece. | Open Subtitles | مجرد صفقة عقارية بسيطة |
| Bay Andre Alan ile yapılmış bir emlak anlaşması. | Open Subtitles | (إنها صفقة عقارية بالإقتران مع السيد (آندريه آلان |
| - bir emlak acentesinde çalışıyorum. | Open Subtitles | - أعمل موظف فى وكالة عقارية |
| ArlingtoiVda bir emlak firmasinda bilgi istemde calisan biradamim. | Open Subtitles | يشتغل على شركة عقارية في ( أرلينغتون ) |
| - bir emlâk şirketinde broker olarak çalışıyormuş. | Open Subtitles | عملت في شركة عقارات كسمسارة راقية. |
| Ben gerçek bir emlâk ajanıyım. | Open Subtitles | إني وكيلة عقارات |
| bir emlâk meselesi vardı da. | Open Subtitles | لديّ.. عمل عقارات |
| Delia hemen yanıma bir emlak dükkanı açana kadar benimle çalışıyordu. | Open Subtitles | ديليا) كانت تعمل معي) حتى افتتحت عملها بالعقارات بجوارنا |