| Demek istediğim, belki bir hafta sonu için ama ondan fazlasını, yapamam. | Open Subtitles | أعنى ربما تكون عطلة نهاية أسبوع ولكن أكثر من هذا، لن أفعل. |
| Ya, ondan. Dedim ya, güzel bir hafta sonu geçirdim. | Open Subtitles | أجل، هذا هو السبب، سبق وأخبرتك أنني أمضيتُ عطلة نهاية أسبوع جيّدة. |
| Harika, o zaman gidip Oprah'ya babanın bir hafta sonu Holiday lnn'e giderek... hayatını nasıl mahvettiğini anlatırsın! | Open Subtitles | حسن. إذن تستطيع أن تخبر أوبرا كيف دمر أبوك حياتك بقضاء عطلة نهاية الأسبوع في فندق |
| Taşrada uzun bir hafta sonu geçirmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر في قضاء عطلة أسبوع طويلة في البلاد |
| Güzel bir hafta sonu geçirmeme izin verir sanmıştım. - Kim? | Open Subtitles | اعتقدت انه سيكون لطيفاً و سيمنحني عطلة نهاية اسبوع محترمة بعيداً |
| Ve işten sonra hepimiz bir hafta sonu alabiliriz. | Open Subtitles | وبعد حفل الزفاف كما تعلم مع العمل عطلة نهاية أسبوع هو الشيء الوحيد الذي يمكن أن نفعله |
| Herkes böyle velvele yaptığı takdirde uzun bir hafta sonu olacak. | Open Subtitles | ستكون عطلة نهاية أسبوع طويلة لو أن الجميع علي نفس القدر من التوتر |
| Bir adamın seninle geçireceği ateşli bir hafta sonu konferansından vazgeçip havaalanına arkadaşını almaya gitmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن أي رجل قد يتخلى عن عطلة نهاية أسبوع قذرة لإجتماع طوارىء معك لقد ذهب ليحضر صديقه من المطار |
| bir hafta sonu işlerini yetiştirebilmek için çalışıyormuş. | Open Subtitles | كانت هناك في عطلة نهاية أسبوع لإنهاء أحد الأعمال. |
| Herkese güzel bir hafta sonu dilerim! | Open Subtitles | أتمنى لكم جميعاً عطلة نهاية أسبوع جيّدة. |
| Sırf sıkıcı bir adamla bir hafta sonu geçirmemek için böyle yaptığına inanamıyorum! | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنك فعلت كل هذا فقط لتجنب قضاء عطلة نهاية الأسبوع واحدة مع الرجل مملة. |
| Evet. bir hafta sonu oraya gitmiştim ve öpüşürken oda arkadaşı ve onun erkek arkadaşını bizi gördü. | Open Subtitles | في عطلة نهاية الأسبوع الماضية، كنت بالأسفل هناك، وكنا نقبّل بعضنا مودعين. |
| bir hafta sonu kafayı çektim. Kendi zamanımdı... | Open Subtitles | لقد دخنت سيغارة ماريجوانا في عطلة نهاية الأسبوع, في وقتي الخاص |
| Ve yalvarıyorum -- bir hafta sonu, bir fotoğraf çekilecek, kavga etmek yok. | Open Subtitles | و أتوسل إليك عطلة أسبوع واحدة صورة واحدة بدون جدال |
| Rahatınıza bakın millet, çünkü uzun bir hafta sonu olacak. | Open Subtitles | لذلك تدفؤا يا ناس لأنها ستكون عطلة أسبوع طويلة |
| Havayolu otelinde geçirdiği bir hafta sonu ile birden bire hayatındaki bütün olumsuzluklardan kurtulmaya karar verdi. | Open Subtitles | عطلة أسبوع واحدة في فندق أحد المطارات، وفجأة أرادت التخلص من كل السلبيات في حياتها |
| Altı haftada, sadece bir hafta sonu çıkabildik... ve nakliye 5 dakika gecikti. | Open Subtitles | لستة اشهر كل عطلة نهاية اسبوع ومازال النقل يتاخر 5دقائق |
| Sıkı bir hafta sonu için hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنت مستعد لموسيقى الروك في عطلة نهاية الاسبوع ؟ |
| Harika olabilecek berbat bir hafta sonu için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً لك على النهاية الفظيعة لعطلة نهاية أسبوع كانت ستكون رائعة |
| Yapılacak 3 şey dışında sadece uzun bir hafta sonu. | Open Subtitles | عطلة نهاية إسبوع طويله بدون أي متطلبات ماعدا ثلاثة أمور |
| Seni özledim, canim. Eglenceli bir hafta sonu olacak. | Open Subtitles | اشتقت إليكِ يا حبيبتي، سوف تكون نهاية أسبوع جيدة |
| bir hafta sonu baliga gitmek icin sozlestik ama asla gelmedi. | Open Subtitles | في نهاية الاسبوع عزمنا على الذهاب للصيد لكنه لم يأتِ أبداً |
| Kevin, Gina'yı kazanmak için aptalca bir hafta sonu geçirmek kötü bir fikir. | Open Subtitles | كييف , الحصول على عطله مجنونه للرجوع الى جينا انه بالفعل فكره سيئه |
| Muhteşem bir hafta sonu için teşekkürler. AARON | Open Subtitles | شكرا لكي على العطلة المميزة حبيبتي أرون ... |
| 2014 yılında bir hafta sonu, laboratuvarımda bir lisans üstü öğrencisi altı harfli DNA'yla bakteri yetiştirdi. | TED | في عطلة نهاية أحد الأسابيع في عام 2014، أنتج أحد الخريجين في مخبري جراثيم بـ6 أحرف في حمضها النووي. |