| Besni fazlasıyla ve çok incitti ve şu anda iyi bir ilişkim var. | Open Subtitles | لقد آذى مشاعري كثيرًا وفي أغلب الأحيان أنا في علاقة سليمة الآن. |
| Artık etmiyor çünkü onunla bir ilişkim var. | Open Subtitles | انا مش متضايق خالص دلوقت انا وسيندي في علاقة |
| İyi tanınan bir televizyon yıldızıyla, bayağı açık bir ilişkim var... | Open Subtitles | أنا في علاقة مفتوحة مع شخصية تلفزيونية شهيرة جدًا |
| Başkasıyla eksiksiz bir ilişkim var. | Open Subtitles | لدي علاقة كاملة مع شخص آخر ألا تفهميني ؟ |
| Herhalde, annemin inandığı o ayrıntılara inanmıyorum, ama Tanrı'yla manevi bir ilişkim var ve öyle de devam ediyor, ve devamlı gelişiyor. | Open Subtitles | ليس مثل أمي, ولكن لدي علاقة روحية مع الله. انها شخصية |
| Garson kız Ruby Tuesdays'le bir ilişkim var. | Open Subtitles | لقد أقمت علاقة مع النادلة بمطعم (روبي تيوزدايز)! |
| Benim bir kadınla işleyen ve tatmin eden bir ilişkim var. | Open Subtitles | لديّ علاقة نشطة ومُرضية مع أنثى |
| Seni uyarmalıyım. Ciddi bir ilişkim var ve-- | Open Subtitles | يجب أن أُحذركِ ... أنا فعلاً مرتبط في علاقة جدية و |
| Şimdi inanılmaz bir kadınla gerçek bir ilişkim var. | Open Subtitles | أنا في علاقة حقيقية الآن مع أمرأة رائعة |
| bir ilişkim var sanıyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد اني في علاقة غرامية ؟ |
| Kusura bakma Jack, zaten yeterince rahatsız edici bir ilişkim var. | Open Subtitles | آسفة يا (جاك) .أنا بالفعل في علاقة مثيرة للقلق بشكل كاف |
| Üç haftadır ciddi bir ilişkim var. | Open Subtitles | كنت في علاقة حصرية منذ ثلاثة أسابيع. |
| İyi de olsa, kötü de olsa, Barosky ile bir ilişkim var. | Open Subtitles | على أيّة حال، لقد دخلت في علاقة مع (بوراسكي) |
| Benim bir ilişkim var. Senin bir ilişkin var. | Open Subtitles | أنا في علاقة و أنت في علاقة |
| Bağlı olduğum bir ilişkim var. | Open Subtitles | انا في علاقة ملتزمة |
| Neredeyse istikrarlı bir ilişkim var. | Open Subtitles | أنا في علاقة متزنة |
| Yeni bir ilişkim var. | Open Subtitles | أنا في علاقة الآن |
| Çünkü onunla birkaç haftadan daha uzun süreli bir ilişkim var. | Open Subtitles | لأن لدي علاقة به أطول بكثير من بضعة اسابيع |
| Ayrıca benim bir altın çocuk olduğumu düşündüğünü biliyorum ama benim de babam ile gayet kötü giden bir ilişkim var. | Open Subtitles | واعلم بأنكِ تظنين بأنني فتى ذهبي لكن لدي علاقة مضطربة مع والدي أيضاً |
| dedim. Yani biraz sırık üzerine sırıkla binmek gibi bir şey, ama artık kapı çerçeveleriyle, daha önce hiç olmasını beklemediğim türden bir ilişkim var. | TED | بالرغم من أنه قليلا يشبه الإحساس بالوقوف على مطاولة فوق اخرى ولكني الان لدي علاقة جديدة تماما مع أطوال الأبواب ولم أكن لأتوقعها أبدا |
| Benim bir ilişkim var. | Open Subtitles | لقد أقمت علاقة غرامية. |
| - Evet, bir ilişkim var. | Open Subtitles | -نعم، كانت لديّ علاقة |