| Boşlukta asılı duran yürüyebileceğini cam bir köprü var. | TED | هناك جسر زجاجي يمكنك المشي عبره ذلك معلّق في الفراغ. |
| Ağır tankları taşıyabilecek tek bir köprü var. | Open Subtitles | هناك جسر واحد فقط، يمكنه تحمل مرور الدبابات |
| Üstünde ipten bir köprü var. Onu oraya götürmek zorundayız. | Open Subtitles | هناك جسر من الحبال فوق حفرة الحمم يجب أن نجعلها تصل إلى هناك |
| İki gezegen arasında her gün binlerce insanın geçtiği bir köprü var. | Open Subtitles | هناك جسر يربط بين الكوكبين وآلاف البشر يسافرون عبره يوميًا. |
| O yolda çökmüş bir köprü var. Etrafından dolanmalıyız. Adam yolu biliyor. | Open Subtitles | هناك جسر أسفل الطريق ويجبأننلتفحوله،إنه يعرفالطريق . |
| Adada bir köprü var. Biraz hasar görmüş. | Open Subtitles | هناك جسر للجزيره ،مكسور قليلاً. |
| Yarım saat uzaklıkta bir köprü var ama işler ters giderse... | Open Subtitles | سوف يكون هناك جسر على بعد مسافة تبعد حوالي ... لن يحدث شي |
| Tamam, orada bir köprü var. Hemen geç onu. | Open Subtitles | هناك جسر اذحب الى هناك واعبره |
| Nehrin ayrıldığı yerde bir köprü var. | Open Subtitles | هناك جسر بعد تشـّعب النهر. |
| Potomac'te o yüksekliğe uyan ve cesedin çıktığı yerden yukarıda olan tek bir köprü var. | Open Subtitles | الآن، هناك جسر واحد على (بوتوماك) إرتفاعه مناسب وهو عكس التيار أين جُرفت الجثة. |
| Başkan orada bir köprü var. | Open Subtitles | سيّدتي هناك جسر |
| Orada bir köprü var. | Open Subtitles | انظر هناك جسر . |
| bir köprü var. | Open Subtitles | هناك جسر. |
| Orada bir köprü var. | Open Subtitles | هناك جسر |
| bir köprü var... | Open Subtitles | هناك جسر |