| Hatta penisini de koca bir kavanoza koymuşlar. Bunu neden yapmışlar ki? | Open Subtitles | وحتى إنهم وضعوا قضيبه في جرة كبيرة ، لِمَ كل هذا ؟ |
| düşünmüyorum. Bu beyninizden insan beynini alıp, bir kavanoza koyup sonra tekrar başka hayvanların düşünme yapısını düşünmek için | TED | وليس القصد إزالة الدماغ البشري من الرأس ووضعه في جرة ثم استخدامه للتفكير في طريقة تفكير حيوان آخر. |
| Foie gras için karaciğeri çıkardığında, bunu bir kavanoza koyuyor ve kendi yağında bekletiyor. | TED | لقد اخذ الكبد عندما حصد الفطائر ووضعهم في جرة ووضع المكونات معه |
| Tanrı bu oyun hamuruyla canlıları yaratmaya başladığında ölümü ne yapacağına karar verene kadar önlem olsun diye seramik bir kavanoza koymuştu. | Open Subtitles | و عندما كان الله يخلق كل شيء حي و ضع الموت في جرة خزفية حتى يقرر ماذا سيفعل بها |
| Geceleri, yatağına uzandığında, henüz kalbini çıkarıp bir kavanoza koymadan önce, Vince daha küçükken, ona davranış şeklinden dolayı, hiç pişmanlık duydun mu? | Open Subtitles | عندما تستلقي ليلاً على فراشك قبل أن تأخذ قلبك وتضعه في جرة هل سبق وأن شعرت |
| Hayalarını bir kavanoza koyup test edilsin diye, seni askeri doktorlara teslim edecekler | Open Subtitles | سوف يحولوك الى الطبيب العسكري لكي يضعو خصيتاك في جرة ويدرسوها |
| Kız kardeşimin neden evlilik yüzüğünü bir kavanoza saklayıp bana, "eğer" dediğini anlamamıştım. | Open Subtitles | لم أفهم لِمَ خبّات شقيقتي خاتم زواجها في جرة "ولما قالت لي "في حال |
| bir kavanoza koyun ya da hiçbir şey yapmayın. | Open Subtitles | ضعيه في جرة أو تخلصي منه أو ماشابه |
| Efsane der ki, dünyadaki en zeki adam öldüğü zaman, beynini bir kavanoza koydular. | Open Subtitles | ... هنالك أسطورة تقول أن أذكى رجل في العالم مات و قاموا بوضع عقله في جرة ما |
| Neden bir kavanoza koymuşlar ki? Neden? | Open Subtitles | لماذا وضعوه في جرة عامةً ؟ |
| Onu bir kavanoza koydum. | Open Subtitles | أنا احتفض بها في جرة |
| O fişi duvardan sökme, organlarımı bir kavanoza koy." | Open Subtitles | "دع الأجهزة متصلة،" "ضع أعضائي في جرة." |