| Senin gibi yaşlı bir kemik torbası nehirde 100 metre bile gidemez. | Open Subtitles | هيكل من العظام النخرة مثلك لا يمكنه ان يبحر 100 يارده عبر النهر |
| Bacağın hareketsiz kalması gerek, yoksa... bir kemik parçası beynine gidebilir. | Open Subtitles | لابد من عدم تحريك الساق وإلا فقد تتجه كتلة من العظام إلى مخها |
| Hodgins hiçbir partikül bulamadı, ben de onları teşhis edebilecek bir kemik izi bulamadım. | Open Subtitles | لم أجد أيّ علامات عظمية قد تحدّد هويتهم. |
| Beceremezsen vücudundaki her bir kemik kırılır. | Open Subtitles | افعلها بشكلِ خاطئ، وسوف تحطم كل عظمة في جسمك. |
| Ayrıca bir deri bir kemik beyaz kıçımı da sevdin herhalde. | Open Subtitles | و لم تبدو منزعجاً من مؤخرتي البيضاء النحيلة |
| Bir insana ait. Kulağının içinden bir kemik. | Open Subtitles | بشرية، إنها عظمة من الأذن الداخلية |
| Canlı ve yapısal olarak kullanışlı bir kemik az sonra elinde olacak. | Open Subtitles | وسيكون معي عظمة قابلة للحياة سليمة هيكلياً قادمة إليكِ |
| bir kemik için her şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أفعل أي شيء من أجل قطعة عظام. |
| Size, çocuklarımın çadırın içinde, göbekleri şişmiş, bir deri bir kemik kalmış hallerini anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصف لكم حالهم و هم راقدون في الخيمة بينما تتقطع أحشاؤهم من الجوع و الجلد يكسو عظامهم بالكاد |
| Annesine göre, Martin Asher hayatında sadece bir kemik kırmış | Open Subtitles | حسب كلام والدته، فإن مارتن أشر لديه عظمة واحدة مكسورة فقط في حياته: |
| bir kemik parçası için bu kadar kan döküldüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع أن أصدق بأن كل هذه الدماء تسفك من أجل قطعة من العظام |
| Birkaç gün sonra bir deri bir kemik kalırım. | Open Subtitles | خلال بضعة أيـّام سأكون مُجرد حفنة من العظام. |
| Henüz hiçbir ipucu çıkaramadığımız bir kemik ve doku birleşminden başka bir şey olarak değil. | Open Subtitles | ليس غير أن تكون كومة من العظام و الأنسجة التي تُنتج لحد الآن أي أدلة مفيدة |
| Yapmam gereken şey için enerjiden ya da yetenekten yoksun bir kemik torbası gibi. | Open Subtitles | حقيبة من العظام بدون.. الطاقة أو الموهبة لأفعل ما ظننت أني ولدت لفعلة |
| Bencil bir kemik torbası tahtalı köyü boyladı diye yeni sevgilimle hava atamayacak mıyım? | Open Subtitles | إذا , لن أستطيع التفاخر بحبيبي الجديد فقط بسبب حقيبة من العظام اختارت عطلة نهاية اأسبوع لتحظو بغفوة ترابية ؟ |
| bir kemik halkası kabuğun kenarlarını katılaştırır. | TED | حلقة عظمية تعزز حواف الدرع العظمية. |
| Beni bağışlayın ama ne zaman iyi bir kemik yapısına sahip bir yüz görsem hemen onu beyazperdeye taşırım. | Open Subtitles | أعذرني ولكن... كلما رأيت وجه ذو بنية عظمية مميزة أصور هذا الوجه في الحال علي الشاشة |
| Beceremezsen vucudundaki her bir kemik kirilir. | Open Subtitles | افعلها بشكلِ خاطئ، وسوف تحطم كل عظمة في جسمك. |
| - Bir deri bir kemik kıçını kaldır da savaş! | Open Subtitles | هيا تعال واخرج بمؤخرتك النحيلة - ! وقاتل |
| - Bu kanlı bir kemik. - Nerede? | Open Subtitles | ـ إنها عظمة ـ أين هي ؟ |