| bir kocası ve bir oğlu oldu. Bense hala bekliyorum. | Open Subtitles | و لديها زوج و ابن أما أنا فلا زلت أنتظر |
| Sanırım bir kocası olduğundan da hiç bahsetmediler. | Open Subtitles | على ما أعتقد أنهم لم يقولوا لك بأن لديها زوج |
| Kasaba meclisi üyelerinden birinin, ölümcül hasta bir kocası, ve 20 yaş altı 3 tane sevgilisi var. | Open Subtitles | احدى عضوات المجلس البلدي الان,لديها زوج مصاب بمرض قاتل و كذلك 3 عشاق عمرهم أقل من 20 عاما |
| Ne olursa olsun onu evinde bekleyen zengin bir kocası vardı. | Open Subtitles | مهما كان الأمر .. لديها زوج ثري ينتظرها في البيت |
| Sylvia Pincus. İri, şişman bir Yahudi kadındı, ufak tefek bir kocası vardı. | Open Subtitles | ضخمة و بدينة و يهودية عريضة و لها زوج ضئيل |
| Sanki daha genç, seksi bir kocası varmış da. Ben de o zaman kedileri sevmiyorum. | Open Subtitles | ،وكأنها بالفعل لديها زوج شاب وانا لا أحب القطط |
| Lynelle Barker cinsel açıdan hareketliyse bu duruma kızan bir kocası ya da erkek arkadaşı olabilir. | Open Subtitles | إذا كانت لينيل باركر مفرطة في نشاطها الجنسي قد يكون لديها زوج أو صديق مستاءاً من تصرفاتها |
| Uğraşması gereken bir kocası ve iki çocuğu var. | Open Subtitles | لديها زوج وطفلان يجعلانها مشغولة |
| Hey çocuklar, benim hastamın bir kocası ve bir sevgilisi var. | Open Subtitles | يارفاق، مريضتي لديها زوج وعشيق. |
| bir kocası, torunun yaşında çocukları vardı. | Open Subtitles | كان لديها زوج, وأولاد بعمر حفيدك. |
| Karşılığında iyi bir kocası ve mükemmel bir ağabeyi var. | Open Subtitles | في المقابل ، لديها زوج جيّد و أخ رائع |
| Yoruldum. Patricia'nın annesinin hayatta olan bir kocası var. | Open Subtitles | والدة بتريشيا لديها زوج على قيد الحياه |
| Düzgün bir kocası vardı. | Open Subtitles | كان لديها زوج صالح |
| Ve kadının çok çok iyi bir kocası var! | Open Subtitles | و لديها زوج صالح جداً جداً |
| Sadık bir kocası olduğunu mu? | Open Subtitles | وانه كان لديها زوج مخلص |
| Ama bir kocası ve dört çocuğu var. | Open Subtitles | لكن لديها زوج وأربعة أطفال |
| Nora'nın bir kocası ve ailesi ve parası vardı. | Open Subtitles | نورا) كان لديها زوج و عائلة و مال) |
| Adele evli, ve eğer kıskanç bir kocası varsa... | Open Subtitles | (أديل) متزوجة، وإذا كان لديها زوج غيور... |
| Ama bir kadın erkeğini boşayamaz, böyle iğrenç bir kocası olduğu için kadın çok şanssızmış. | Open Subtitles | لكن الزوجة لا تستطيع أن تبدأ بالطلاق, لذا كان حظها السيء أن يكون لها زوج فضيع. |
| Beraber olduğum kadının çekiçle bile yere seremeyeceğim bir kocası olduğunu öğrendiğimden beri. | Open Subtitles | -منذ عرفت أن إمرأتي لها زوج لا يسقط بمطرقة |
| Elişa'nın bir kocası var! | Open Subtitles | ـ اليزابيث لها زوج |