| Sonuçta takım kodun kodunun içinde yeni bir kod yarattı. | TED | لذا الفريق، في الواقع، طور شفرة جديدة ضمن شفرة الشفرة. |
| Olay sanat değil zaten Nate, olay çalışan bir kod bulmak. | Open Subtitles | الأمر ليس متعلق بالفن يا نايت إنه عن إيجاد شفرة تعمل |
| Ne yazık ki, sistemi geçersiz kılacak herhangi bir kod yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لا يوجد أي رمز الماجستير التي يمكن تجاوز النظام. |
| Bakın, Reagan yönetimi yabancı hükümetler adına çalışan Amerikan casuslarını korumak için Ulusal Güvenlik Örgütü (N.S.A)'ne yeni bir kod geliştirilmesi talimatı verdi. | Open Subtitles | حكومة ريغان فوضت وكالة الامن الوطني لتوليد رمز جديد لحماية المعلومات الامريكية يعمل لحكومة اجنبية |
| Belli ki, birileri sistemi devre dışı bırakmak için ağa bir kod ekledi. | Open Subtitles | من الواضح، أن شخصاً ما أدخل رمزا لنظام هذه المنشأة و بالتالي قام بتعطيل النظام |
| Ve bir kod parçası buldum. Sanırım CIP saldırısından kalan bir parça. | Open Subtitles | ووجدت رمزاً والذي أعتقد بأنه مخلفة لتطفل جهاز معالجة تداخل القنوات |
| Temasa geçildiğinde bir kod isim sormamız söylenmişti. | Open Subtitles | لقد اخبرنا بـ أن نطلب اسم رمزي عندما قمنا بالاتصال |
| Yaşlı insanlar demek yerine neden böyle bir kod adı kullanıyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تحتاج إلى كلمة شفرة من أجل مجموعة من كبار السن؟ |
| bir kod var, içine yerleştirilmiş bir renk kodu, size elinizde tuttuğunuz mikroskobu nasıl katlamanız gerektiğini gösteriyor. | TED | هنالك شفرة، شفرة ملونة مدمجة، تخبرك عن كيفية طي ذاك المجهر المحدد. |
| Basit. Minik parçaları birbirine bağlayacak bir kod yazacak: | Open Subtitles | ببساطة تيني سيكتب شفرة تصل جميع العناصر ببعضها. |
| Kırılamaz bir kod oluşturdun ve şifreyi de DNA'nda gizledin? | Open Subtitles | أنت إخترعت شفرة غير قابلة للإختراق و خبأت مفتاحها في الحمض النووي الخاص بك؟ |
| Proje 2501 isimli bir kod'dan bahsettiğni hatırlıyorum. | Open Subtitles | 2501 بالمُناسبة، لقد ذكرت شيئًا ما غريبًا عن شفرة اسمها، المشروع |
| Sanırım bazı harflerin eşleşmesinin ardında bir kod var. | Open Subtitles | أعتقد أنه يوجد شفرة ما وراء إزدواجية هذه الحروف |
| -Durum raporu! -Çözemediğim eski bir kod. | Open Subtitles | أريد تقرير عن تقدّم العمل إنه رمز كبير يا سكيبير، لا أستطيع فهمه |
| Durum raporu. Eski bir kod çavuş. Çözemiyorum. | Open Subtitles | أريد تقرير عن تقدّم العمل إنه رمز كبير يا سكيبير، لا أستطيع فهمه |
| Beynine erişime izin verecek, bilgisayarda programlanmış gizli bir kod. | Open Subtitles | تمت برمجة رمز سري للحاسوب بحيث يسمح بالدخول إلى عقل المنزل |
| Her parçaya bir kod verilerek ona ait bir indeks kartı düzenlendi. | Open Subtitles | كل كتاب له بطاقة تعريف خاصّة به مُدمج عليها رمز مُختلف. |
| Bu onun için bilimsel bir çalışma veya kırabileceği bir kod değil, ...konu kendisi, kendi hayatı. | Open Subtitles | هذه ليست نظرية علمية هو ليس رمز ليكسر عنه، حول حياته |
| Gizli bir kod üzerinde çalışmanız gerekmez. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تعمل رمزا سريا |
| En son böyle bir kod gördüğümde bu adam kullanıyordu. | Open Subtitles | آخر مرّة رأيتُ رمزاً مثل هذا، كان قد استُخدم بواسطة هذا الرجل. |
| Proleter de öyle, bir kod adı. Sizi koruyacak devrimciler için! | Open Subtitles | نفس الشيء مع "العمال الكادحون"، هو اسم رمزي للثوره. |
| Bu bir kod. - Başka ne var? | Open Subtitles | بل هي شيفرة |
| USB çok iyi şifrelenmiş ama tanıdık bir kod parçası görecek kadar kırmayı başardım. | Open Subtitles | الفلاش مشفر بشكل كبير لكنني اخترقت بشكل كافي للحصول على نظرة لشفرة مألوفة |
| Ve herhangi bir kod türü bulamadık. | Open Subtitles | ولم نستطيع التعرّف على قن معيّن تستعمله للكتابة |
| Fazlasiyla karmasik bir kod, | Open Subtitles | إنها شيفرة متطورة بشكل لا يصدق |
| Buradan çıkmamız gerek.Kapıları açacak bir kod yazdım. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى الخروج من هنا لقد قمت بعمل كود صغير لفتح جميع الأبواب |