| Evet de ben bir kutunun içinde tıkılıp kalmıyorum. Ne? | Open Subtitles | أجل ، حسنا أنا لست محبوسا في صندوق ماذا ؟ |
| Çocuklarımız bir kutunun içinde okula gitmek için 181 günlerini harcıyorlar. | TED | يقضي أطفالنا 181 يوماً في الذهاب لمدارس في صندوق. |
| Sıfır derece soğukta bir kutunun içinde yaşasaydım, ben de kafayı yerdim. | Open Subtitles | كنت لأتدمر أنا أيضاً صفر درجة مئوية، العيش في صندوق |
| Bana da çerçeveli bir kutunun içinde nadir bir kelebek. | Open Subtitles | . حصلت على الفراشة النادرة في صندوق الظلّ |
| Evet, evinde, eski bir kutunun içinde bulmuştu. | Open Subtitles | أجل، وجدها في صندوق قديم من الأغراض في منزلك |
| Fiziksel kanıtlar. Ceset bir kutunun içinde bulundu. | Open Subtitles | لننتقل إلى الأدلة الجسمانية تم العثور على الجثة في صندوق |
| Bu hastanede bir yerde, bir kutunun içinde ilaç var ve sen de bu programa dâhilsin. | Open Subtitles | هناك دواء في صندوق في المشفى وكنت على الجدول |
| İki saat önce dolabında, üzerinde adın yazan bir kutunun içinde bunu buldum. | Open Subtitles | قبل ساعتين وجدت هذا في خزانتك في صندوق بإسمك عليه |
| Kara bir kutunun içinde yaşamanın onun için uygun olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه من المناسب له أن يعيش في صندوق أسود؟ |
| Kaldırımda karton bir kutunun içinde uyumuştu, önemsediği tek şey buydu. | Open Subtitles | ولكنك تنسين انه انشغل في سوق الأوراق المالية لمدة ستة أسابيع وكان ينام في صندوق مقوى على جانب الطريق وهذا ما يهتم بشأنه |
| Okyanusun diğer ucuna bir kutunun içinde gidemem ben. | Open Subtitles | لن أبحر للجانب الآخر من المحيط في صندوق صنوبر. |
| Tabii ki, 15 yıldır rafta bir kutunun içinde. | Open Subtitles | بالتأكيد , في صندوق تماما كما كان قبل 15 سنة |
| "Corona de Oro" puro kulübündeki, kilitli bir kutunun içinde. | Open Subtitles | إنّه في صندوق مقفل في نادي السغار هذا |
| Bizi balkondaki bir kutunun içinde barındırıyorsun! Hem de yanımızda bir canavar var! | Open Subtitles | تجعلنا نعيش في صندوق في شرفة منزلك |
| Yakın bir zaman önce babamın bana verdiği bir kutunun içinde buldum kamerayı. | Open Subtitles | ووجدته في صندوق أعطاه لي أبي قبل فترة |
| Yani silah kilitli bir kutunun içinde. | Open Subtitles | لذلك لديهم السلاح في صندوق مغلق |
| Kardeşinin bir kutunun içinde ölü olarak gönderen kişi karındı. | Open Subtitles | . زوّجك وصّل اختك ميّته في صندوق |
| Günde 22 saat, betondan bir kutunun içinde başka bir insanı görmemenin nasıl bir şey olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | ليس لديك أدنى فكرة كيف يكون الأمر... 22ساعة في صندوق الخرسانة لا أرى حتى أي بشري آخر |
| Biliyor musun o hala orada bir kutunun içinde duruyor... | Open Subtitles | تعلم، مازال راقداً .. في صندوق هناك |
| Erkekler her şeyi bir kutunun içinde görür. | Open Subtitles | يرى الرجال الأشياء في صندوق |