| 6 kadını sorguladım. Onun kadınlar için Tanrı'nın bir lütfu olduğunu düşünüyorlar, her zaman etraflarında bulamasalar bile. | Open Subtitles | لقد استجوبت 6 نساء الذين يعتقدون أنه هبة من الرب لجنسهم |
| Bunun, Tanrı'nın büyük bir lütfu olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | لقد آمنت بأن هذه هبة عظيمة من الرب |
| Bu tanrının bir lütfu. | Open Subtitles | هذه هبة من الله |
| Bu hem Tanrı'nın bir lütfu, hem de gazabıdır. | Open Subtitles | إنه نعمة ونقمة أيضاً |
| Ne istersen onu düşün, ama bu çocuk yeni dönemin bir lütfu. | Open Subtitles | فكر ما شئت، ولكن هذا الطفل هو نعمة من العصر الجديد. |
| Leşi tanrının bir lütfu. | Open Subtitles | وتعتبر جثته هبة إلهية |
| Bazıları bunun, Tanrı'nın bir lütfu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | البعض يقولون انها هبة من الله |
| O bize Tanrı'nın bir lütfu. | Open Subtitles | حقيقة هبة من عندالله |
| Tanrıların bir lütfu musun? | Open Subtitles | هل أنت هبة من الآلهة |
| Sen de bize katılsan bunu Jüpiter'in bir lütfu sayarım. | Open Subtitles | سأعتبر هذا هبة من (جوبيتر) إذا ما أنضممت لنا |
| Sen de bize katılsan bunu Jüpiter'in bir lütfu sayarım. | Open Subtitles | من اجل الهجوم على روما سأعتبر هذا هبة من (جوبيتر) إذا ما أنضممت لنا |
| Bu tanrıların bir lütfu! | Open Subtitles | إنّها هبة من الآلهة |
| Tanrı'nın bir lütfu olarak görürler, | Open Subtitles | ليظنّوا أنّهم هبة الله |
| Bu tanrının bir lütfu. | Open Subtitles | -انها هبة من الله |
| Bu tanrıların bir lütfu, John. | Open Subtitles | (أنها هبة من الآلهة(جون |
| Belki bu karışıklık Tanrı'nın bir lütfu. | Open Subtitles | ربما هروبه هذا نعمة ونقمة |
| Tanrı'nın bir lütfu olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها نعمة من الله. |
| Allah'ın bir lütfu. | Open Subtitles | نعمة من الرب |