| Hastane koğuşuna alınanların isim ve adreslerinin bulunduğu bir liste. | Open Subtitles | إنها قائمة بأسماء وعناوين الأشخاص الذين اعترفوا في سجن المستشفى |
| bir liste yapıp seni de içine koymamı ister misin? Hayır, Randy istemem. | Open Subtitles | أتريد مني أن أصنع قائمة وأضعك بداخلها لا أنا لا أريد ذلك راندي |
| Resepsiyoncu sana iyi ve kötü gıdalarla ilgili bir liste verir. | Open Subtitles | موظفة الإستقبال يمكن لها أن تعطيك قائمة بالصالح و غير الصالح.. |
| Bukullanılabilirgeçersizkılma komutlarının bulunduğu bir liste getirecektir. | Open Subtitles | ستعطيكم لائحة من أوامر الإلغاء المتاحة. |
| Senden burada çalışanları, hastaları ve ziyaretlerine gelen yakınlarını içeren bir liste hazırlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تجمعي قائمةً بموظّفي المركز الطبّي والمرضى وعائلاتهم ومن جاء لرؤيتهم |
| Hayır, Walt öldürüldüğünde ona yakın mesafede olan 30 kişilik bir liste var elimde. | Open Subtitles | الّذين كانو في المجال الذي قُتِل فيه "والت" ـ و إسم "مولك" موجود في تلك القائمة |
| Git gide uzun bir liste oluyor. | Open Subtitles | إنها قائمةٌ طويلة، لا عجب أنني لا أنام طويلاً. |
| Ayrıca bazı yetersizliklerinin üstesinden gelebilmemizi sağlamak için, bir liste hazırladım. | Open Subtitles | وقد جضرت قائمة بالطرق التي قمنا فيها بمساعدتك للتغلب على المعوقات |
| Hey, ajandasının arka tarafında... beş haneli numaralardan oluşan bir liste buldum. | Open Subtitles | عندي قائمة بأعداد مكونه من خمسة أرقام مكتوبة على ظهر دفتر عناوينها |
| Lokantanın şef garsonunun çok hayati bir defteri defterin içinde de müsait kadınların isimlerinden oluşan uzun bir liste vardı. | Open Subtitles | الذى كتب فيه , ماترى د كتبه التى لا غنى عن تعريفها التى تحوى قائمة طويلة من اسماء النساء المتاحة |
| Kimin yaptığını kesin olarak bilmiyorum ama bir liste yaptım. | Open Subtitles | والآن، لا أعرف بالضبط من فعلها لكن لديّ قائمة هنا |
| Gördüğün gibi elimde, mahkemede savunduğun yaralanma vakalarından oluşan bir liste var. | Open Subtitles | كما ترى هنا لدي قائمة لقضايا الإصابات التي ترافعتَ بها في المحكمة |
| Kiminle görüşüp kiminle görüşemeyeceğime dair bir liste mi var? | Open Subtitles | أهناك قائمة بالأماكن التي يمكنني التواصل مع الناس بها ؟ |
| Bazı şüpheli öğrenciler hakkında bir liste hazırlıyorum.. Boş versene! | Open Subtitles | وهذه قائمة بالمشتبهين بهم وهؤلاء هم الذين يتعاطون المخدر هنا |
| Benimki de babam yüzünden başladı. Bana bir liste bıraktı. | Open Subtitles | هدفي بدأ عن طريق أبي أيضًا لقد ترك ليّ قائمة |
| Tüm ünlü intiharların geçmişinin her aşamasından önce bir liste yazdı. | Open Subtitles | وقد كتب أول قائمة مسبقاً عن أشهر الإنتحارات على مر التاريخ |
| Bana hastahane çalışanlarının hepsinin olduğu bir liste verebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تعطينا قائمة بكل الموظفين في المشفى ? |
| Hepsinin isminin olduğu bir liste mi var? | Open Subtitles | وهذه القائمة بها أسماء الموجودين حاليًا؟ |
| Bu bir liste. Adınızı duyduğunuz zaman lütfen öne çıkın. | Open Subtitles | هذه لائحة بأسمائكم عندما تسمع إسمك تقدم رجاءً |
| Hangi konuda berbat olduğumla ilgili 100 maddelik bir liste yapayım dedim, ama sadece 3 tane yazabildim. | Open Subtitles | نعم أنا انهيت قائمه من مئة سبب لماذا أنا سيء؟ ولكن لدي 97 فقط |
| Ebeveynleri internet erişimini kontrol ettiği ve ona sadece belli oyuncularla oynaması için izin verdiğinden beri kısa bir liste. | Open Subtitles | إنها لائحة قصيرة بما أن والديه قاما بحظر دخوله الإنترنت بشكل قوي و سمحا له باللعب مع لاعبين معينين |
| Bu uzun bir liste. Hepinizin haber vereceği aileler var. | Open Subtitles | انها لائحة طويلة كل منكم لديه عائلات ليخبرها |
| Pekala, kısa bir liste, ama muhtemelen yazılı bile değildir. | Open Subtitles | حسنا، تلك لائحة قصيرة لكنها على الاغلب غير مكتوبة |