Size bir organizma tanıtmak istiyorum; Bir cıvık mantar, Physarum polycephalum. | TED | أود أن أُعرفكم على كائن حي: وحلُُ عَفَن، فآيزيرم بولي سيفالم. |
Bağımsız parçalardan oluşan bir organizma ama her biri önemli. | Open Subtitles | كائن حي من أجزاء منفصلة، لكن كل شخص مكانته مهمه |
diye de sorabilir. Sonuçta deney faresi, tüm organlarının içinde olduğu komple bir organizma. | TED | لان الفأر كائن حي كامل، يحوي شبكات مرتبطة من الأجهزة المتفاعلة. |
Babam, huzur içinde yatsın eskiden derdi ki, mahalle bir organizma gibidir. | Open Subtitles | أبي ، فلترقد روحه بسلام كان معتاد على قول أن الجوار هو مثل الكائن الحي |
O yalnızca beslenmeye çalışan basit bir organizma. | Open Subtitles | إنه كائن عضوي بسيط يبحث عن الطعام |
New York, birçok büyük şehir gibi değişen ve dönüşüme uğrayan bir organizma. | Open Subtitles | (نيويورك), مثل أى عاصمة هى كائن حى يتغير, ينشأ |
Yaşayan bir organizma gibi ama çok karmaşık teknolojiden oluşan bir yapı olacak. | TED | ستبدو وكأنها كائن حي أكثر من كونها تكنولوجيا معقدة جداً. |
Biyolojide herhangi bir yerde herhangi bir organizma için tek bir istisnası olmayan prensip düşünemiyorum. | TED | لا استطيع تحديد قاعدة واحدة عامة لعلم الأحياء لم تخترق عن طريق كائن حي |
Ama en azından, bir organizma çoğalmadan ölürse, evrimsel olarak işe yaramaz olur diyebiliriz, değil mi? | TED | لكن يمكننا على الأقل القول بأنه إن مات كائن حي من دون أن يتوالد، فإنه سيكون غير ذي نفع من زاوية تطورية، صحيح؟ |
Ama yakından bakarsanız, bu canlının içinde başka bir organizma yaşamakta ve bu organizma muhtemelen bilim için yeni. | TED | لكن دققوا النظر، يعيش داخل هذا القنديل كائن حي آخر هذا الكائن جديدٌ كلّيًا بالنسبة للعلماء. |
1950'lerde Richmond, Virginia'da ufak bir organizma ortaya çıkarıldı ve buna "Hemlock wooly adelgid" adı verildi. | TED | ظهر كائن حي صغير في ريتشموند في فيرجينيا في 1950، يدعى المنة الصوفية لشجر الشوكران. |
Robot değil. Bir sayborg. Sibernetik bir organizma. | Open Subtitles | ليس رجل آلي بل سايبراني كائن حي سايبراني |
Vücuduna yabancı bir organizma girmiş. | Open Subtitles | هو كان عنده نوع من كائن حي أجنبي أصدر إلى جسمه. |
Amaç bilgiye ulaşmaktı, yaşamını sürdürebilen bir organizma yaratmak değil. | Open Subtitles | وكان الهدف هو الحصول على المعلومات الاستخبارية ، ليس لخلق كائن حي قابلة للحياة. |
Daha önce saçı olmayan canlı bir organizma üzerinde saç yetiştirdik. | Open Subtitles | لقد أصبح بإمكاننا بنجاح أن ننمي الشعر على كائن حي والذي لم يكن لديه شعر من قبل |
Ama yinede duvarda sürünen, bir sümüklü böcekten çok farklı bir organizma değil. Sümüklü böcekleri de yavruları için en iyisini mi ister? | Open Subtitles | ومع ذلك، الكائن الحي ليس مختلف جداً من تلك القواقع البعيدة التي تندفع عبر الجدران الخارجية |
Bu sistemler Dünya'yı ilk defa gerçekten, aslında küçücük bir organizma olduğunu görmemizden çok daha önce geliştirildiler. | Open Subtitles | لقد تطورت قبل فترة طويلة من نشأتنا على الأرض كتطور الكائن الحي الصغير |
Tek hücreli bir organizma, alge benzer bir şey. | Open Subtitles | إنه كائن وحيد الخلية شيء قريب للطحلب |
New York, birçok büyük şehir gibi değişen ve dönüşüme uğrayan bir organizma. | Open Subtitles | (نيويورك), مثل أي عاصمة... هى كائن حي يتغير, ينشأ... |
New York her metropol gibi, yaşayan bir organizma... | Open Subtitles | (نيويورك)... مثل أى عاصمة, هى كائن حى... ... |