| MT: Bu da sihrin bir tiyatro ve her numaranın da bir hikâye olduğu anlamına gelir. | TED | ماركو:مما يعني ان السحر هو مسرح و كل خدعة هي قصة. |
| sunulan bir tiyatro olsaydı ne kadar harika olurdu, asıl nokta buydu. | TED | كم من الرائع وجود مسرح يقدم من قبل شخصيات متاحة ومن دون الحاجة لإذلالهم. |
| Akron'da, Wandering Aesthetics adındaki bir tiyatro şirketi kamyonda oyunlar sahneye koyuyor. | TED | في آكرون، شركة مسرح تُدعى وندرينغ أثيتكس كانت تؤدي مسرحيات على شاحنات البيك أب الصغيرة. |
| Sanki bu koskocaman savaş sizin için hazırlanmış bir tiyatro oyunu gibi. | Open Subtitles | تعتقد هذه الحرب وضع معرض عليه لك لتغطية، مثل مسرحية برودواي. |
| Dün kar yağıyordu. Kulağa bir tiyatro senaryosu gibi geliyor. | Open Subtitles | ،كانت تمطر ثلجاً البارحة بدا كمشهدٍ من مسرحية |
| Gerçek tiyatroda, politik bir tiyatro. | Open Subtitles | مسرحٌ سياسيّ في مسرحٍ حقيقيّ. |
| Ama bu, çocukların ölü ebeveynlerinin servetini çalmak amacıyla bir tiyatro oyunu düşünmek, yazmak, yönetmek ve üretmenin yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | لكنه سهل للغاية بالمقارنة مع تصور وتأليف وإخراج وإنتاج وتأدية عرض مسرحي لغاية سرقة ثروة والديهم المتوفيين. |
| 30 yıldır geçici bir mekanda çalışıyoruz, fakat bu geçici yer sebebiyle, kötü şöhretli bir tiyatro şirketi olduk. | TED | مساحة مؤقتة منذ 30 عاما ولكن بسبب تلك المساحة المؤقتة أصبح لدينا شركة مسرح سيئة السمعة |
| Üz-üzgünüm. bu-burada bir tiyatro vardı mı dediniz? | Open Subtitles | أنا آسف هل تقول أنه كان يوجد مسرح هنا؟ نعم |
| Sıradan insanla ilgili ve sıradan insan için yeni, canlı bir tiyatro oluşturulması. | Open Subtitles | خلق مسرح جديد يضج بالحياة، من وإلى وعن العامّة. |
| Bütün hayatım boyunca uykuda kalabilirdim... eğer kendimi bir tiyatro grubu içinde hayal edebilseydim | Open Subtitles | كنت لأظل نائمةً طوال حياتي إن حلمت بأني في مسرح |
| Sonunda kederinden sıyrıldı ve köhne bir tiyatro satın aldı. | Open Subtitles | وأخيراً خرج من حزنه واشترى مسرح لتقديم عروضه. |
| Acısını hafifletmek için, bir tiyatro satın aldı. | Open Subtitles | وأخيراً خرج من حزنه واشترى مسرح لتقديم عروضه. |
| bir tiyatro. Bir oto yıkama. Bir kafe. | Open Subtitles | مسرح واحد , مغسلة سيارات واحدة , مقهى واحد منتزه واحد , وقط واحد |
| Daha büyük bir tiyatro konusundaki ısrarcılığımı sen biliyordun. - Francesco evden ayrıldı mı? - Evet, Lordum. | Open Subtitles | قد قلت عني مجنون لاني بنيت مسرح اكبر هل غادر فرانشسكوا اجل يا سيدي |
| Dün kar yağıyordu. Kulağa bir tiyatro senaryosu gibi geliyor. | Open Subtitles | ،كانت تمطر ثلجاً البارحة بدا كمشهدٍ من مسرحية |
| Küçük bir tiyatro grubu yazdığım bir oyunu sahnelemeye karar verdi. | Open Subtitles | فرقة مسرحية صغيرة قررت إنتاج مسرحية كتبتها |
| Bu komik bir tiyatro oyunu gibi. | Open Subtitles | في هذه الخبرية كُلّ المتطلبات لكتابة مسرحية هزلية |
| Bir yıl önce, başrolünde olduğu bir tiyatro oyununa para yatırdım. | Open Subtitles | منذ عام,قمت باستثمار بعض المال على مسرحية, كانت هى نجمتها, |
| - Deneysel bir tiyatro olsa gerek. | Open Subtitles | -لا بدّ أنّه مسرحٌ واقعيّ . |
| bir tiyatro gösterisi sergileyebiliriz. | Open Subtitles | بإمكاننا تقديم عرض مسرحي لهم |