| Menejerimle ilerde ne yapacağımızı kararlaştırmak için bir toplantı yapacağız. | Open Subtitles | عندي إجتماع مع وكيلة أعمالي لنضع خطة للعبة |
| İçinde bulunduğumuz uluslararası durumda, böylesine bir toplantı pek mümkün değil. | Open Subtitles | في الحالة الدولية الراهنة ، حتى الاجتماع سيكون من المستحيل تماما. |
| Durumu değerlendirmek için yapılan bir toplantı sonrası ki her şeyin bitmek üzere olduğu artık aleniydi. | Open Subtitles | بعد ذلك كان هناك إجتماع أخر عقد لدراسة أخر تطورات الوضع لكنه كان جلياً بالفعل أننا ندنو من النهاية |
| Neyse, bu sorunu çözüme kavuşturmak için yarın bir toplantı yapacağız. | Open Subtitles | على أية حال هناك اجتماع مرتب ليلة الغد لهذه المسألة برمتها |
| Kısa bir toplantı ve fotoğraf çekimi olacak. Çok tatlı bir kadın... | Open Subtitles | لقد أجلّناه ثلاث مرّات سيكون لقاءً سريعاً و تحيّة صورة |
| bir toplantı başka bir tanesine gider | TED | حتى اجتماع واحد من شأنه أن يؤدي إلى عقد اجتماع آخر |
| Önümüzdeki hafta bütçe konusunu tartışmak için bir toplantı yapılacak. | Open Subtitles | لدينا اجتماع مع لجنة مخصصات في الاسبوع المقبل لبحث الميزانية |
| İngiliz komutan, yerli yaşlılarla bir toplantı ayarladı. | Open Subtitles | عقد القائد البريطاني اجتماعاً مع كبراء المنطقة |
| -Ne Yazık ki Konge üyesi bunun basına kapalı bir toplantı olmasını istedi. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أن عضو الكونغرس طلب .أن يكون هذا الأجتماع مغلقاً |
| Biz de onunla ve Şanslı Fasulye Oyuncak'ın sahibiyle bir toplantı ayarlayacağız. | Open Subtitles | وقتها، سنحدد إجتماعاً معه و مع مالك شركة.. الألعاب التي سنُنشئها نحن. |
| Kapalı bir toplantı yaptılar ve bundan kârlı çıkan tek sen oldun. | Open Subtitles | حسناً، لقد كان هنالك إجتماع مغلق والمستفيد الوحيد من ذلك هو أنتم |
| Beklettiğim için özür dilerim, ama Genelkurmay üyeleriyle bir toplantı ayarlamakla meşguldüm. | Open Subtitles | آنا آسف , لإبقائك منتظراً سيدي الرئيس كنت أختتم إجتماع مع هيئة الأركان المشتركة عندماوصلت رسالتك |
| Neden şimdi kökten farklı bir toplantı? | TED | لماذا أصبح الاجتماع مختلفا جذرياً الآن؟ |
| Bu akşam katılmanı istediğim bir toplantı var. | Open Subtitles | هناك إجتماع ذلك أنا أودّك للحضور اللّيلة. |
| Bir saat içinde nakil komitesinde yeni kalp bulunması halinde listenin neresinde olman gerektiği hususunda acil bir toplantı yapılacak. | Open Subtitles | خلال ساعة، سيكون هناك اجتماع طارئ للجنة زراعة الأعضاء لمناقشة مكانك بالقائمة بمجرد توافر قلب جديد |
| Sayın Yargıç, savunma makamı yargıç odasında bir toplantı talep ediyor. | Open Subtitles | سيدي القاضي، الدفاع يطلب لقاءً لمناقشة موضوع في حجرتك |
| Ve sonunda, Connecticut'ta iyi tanınan biri olduğumdan deneyimli çalışanlarla bir toplantı yapmaya karar verdiler. | TED | و أخيرا، لأنى كنت معروفا فى كونيتيكت، فقد قرروا أنه من الأفضل عقد اجتماع مع الطاقم الأعلى. |
| Bu akşam ortaklarla bir toplantı yapacağız. Umarım sen de orada olursun. | Open Subtitles | لدينا اجتماع شركاء الليلة , لذا أأمل أن تكون هناك. |
| Diğerleriyle bir toplantı ayarladım. | Open Subtitles | لقد نظّمت اجتماعاً مع الآخرين |
| Araştırma Bölümü yarın bir toplantı yapmak istiyor. | Open Subtitles | الرئيس التنفيذي وافق على الأجتماع غداً، نحن في اللعبة. |
| Bugün sizi burada toplamamın nedeni... ..bir toplantı olacağını duyurmaktır. | Open Subtitles | السبب الذي جمعتكم لأجله هنا اليوم هو للاعلان أنه سيكون هناك إجتماعاً |
| Üçü arasında bir toplantı olmuş. Biliyorum. | Open Subtitles | كان هنالك إجتماع لهما مع زوجتك |
| Martin, burda önemli bir toplantı yapıyoruz. | Open Subtitles | مارتن ، هذا إجتماع رسمي |
| Nasıl bir toplantı yapıyorsun? Beni çağırmayacak mısın? | Open Subtitles | أي نوع من الإجتماعات لديك؟ |
| Hatta dün gece gölün orada gizli bir toplantı yapıldığı haberlerini aldım. | Open Subtitles | و يقال أن هناك لقاء سري ليلة البارحة قرب البحيرة |