| İkimizin de özel bir yeteneği var ve bunu seni görür görmez anladım. | Open Subtitles | كل منا لديه موهبة خاصة و لقد لاحظتها فوراً |
| Şimdi, burada birinin şahane bir yeteneği var ve ben de onu teşvik etmek istiyorum. | Open Subtitles | الآن , احدنا لديه موهبة كبيرة و أريد دعمها |
| Saplantıyı kışkırtmak ve takipçilerini etkilemek için çok iyi bir yeteneği var. | Open Subtitles | لكن لديه موهبة التحريض على الهوس و جذب الاتباع |
| Kesinlikle. İçime işlemek gibi tuhaf bir yeteneği var. | Open Subtitles | بالتأكيد, لديها موهبة خارقة للتغلغل في أعماقي. |
| Ne de olsa gittiği her yerde kendini madara etme gibi bir yeteneği var. | Open Subtitles | لديها موهبة بان تجعل من نفسها ملفتة للنظر اينما ذهبت. |
| Cora'yla tanıştım. Hayret verici bir yeteneği var. | Open Subtitles | لقد قابلت كورا لديها قدرة مدهشة |
| Harika bir yeteneği var. | Open Subtitles | لديها قدرة مذهلة |
| Oğlumun numaralar hususunda özel bir yeteneği var. | Open Subtitles | إبني لديه هبة في التعامل مع الأرقام |
| Dev bir yeteneği var! | Open Subtitles | لديه موهبة كبيرة نعم، أحتاج لشعرك الآن |
| Albay Sharpe'ın imkansızlık için kesin bir yeteneği var efendim. | Open Subtitles | الكولونيل شارب لديه موهبة المستحيل |
| Çocuğun bir yeteneği var. Ama henüz belirgin değil. | Open Subtitles | قالت أن لديه موهبة لم يتم إكتشافها بعد |
| Çocuğun çok ender bir yeteneği var. | Open Subtitles | الفتى لديه موهبة نادرة |
| Kadınlara karşı bir yeteneği var. | Open Subtitles | - لديه موهبة في التعامل مع النساء |
| Tanrı vergisi bir yeteneği var. | Open Subtitles | لديها موهبة حقيقية و كلانا نعرف ذلك |
| Kızınızın inanılmaz bir yeteneği var. | Open Subtitles | ابنتك لديها موهبة مذهلة |
| - Özel bir yeteneği var. | Open Subtitles | لديها موهبة مميزة حقاً |
| Bakın, Melinda'nın bir yeteneği var. | Open Subtitles | أترى، (ميليندا) لديها موهبة |
| Bu Bridgett, kendisinin çok özel bir yeteneği var. | Open Subtitles | (هذه (بريدجيت لديها قدرة مميزة للغاية |
| Ayrıca müziğe müthiş bir yeteneği var. | Open Subtitles | و لديه هبة رائعة للموسيقى. |