"bir zaman değil" - Traduction Turc en Arabe

• ليس الوقت
• ليس وقتاً
• ليس وقت
• ليس وقتا
• الوقت غير
• ليس بالوقت
• الوقت ليس
• وقت غير
• هذا ليس بوقت
• لَيسَ وقت
• ليس هذا الوقت
• ليس هذا وقتاً
• هذا ليسَ وقتاً
• ليس بوقت جيد
• ليست لحظة

Sosyal çevremi gözden geçirmek için hiç uygun bir zaman değil.
هذا ليس الوقت المناسب بالنسبة لي لمراجعة التقويم الاجتماعي الخاص بي.

Ayrıca yanıma taşınmayı istemen için doğru bir zaman değil.
والآن ليس الوقت المناسب لتطلب مني السماح لك بالعيش معي

Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil.
كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً

Aslında bu benim için iyi bir zaman değil. Çalışmanın ortasındayım.
بصراحة, هذا ليس وقت جيد بالنسبة لى انا بمنتصف بعض الاعمال

Hiç iyi bir zaman değil. Çok önemli bir şeyin ortasındayım.
ليس وقتا طيبا، وأنا في منتصف من شيء مهم.

Peder, uygun bir zaman değil. Daha sonra gelin. Kızınızla konuşmalıyım.
أيها القس، أخشى أن الوقت غير مناسب ستضطر للعودة فيما بعد

Dinle, bu hiç de uygun bir zaman değil.
شئ من هذا القبيل يمكن ان يكون له مفعول اسمع،هذا ليس بالوقت الجيد

Duygular için iyi bir zaman değil.
إنه ليس الوقت المناسب للمشاعر و الاحاسيس

Baban işinden dolayı çok üzgün, Soru sormak için iyi bir zaman değil.
والدك غاضب بسبب عمله وهذا ليس الوقت المناسب لمناقشته

Şu an benim için iyi bir zaman değil sadece.
انها مجرد ليس الوقت المناسب بالنسبة لي الآن.

Şu an iyi bir zaman değil. Altıma kaçırmak üzereyim.
ليس الوقت مناسباً أنا على وشك الدخول للحمام

Onun yanına gitmek için iyi bir zaman değil.
الآن ليس الوقت المناسب كي أذهب اليه، لأني

Beni arıyorsan şimdi pek uygun bir zaman değil.
لأنكِ لو كنتِ تبحثين عني فهذا ليس الوقت المناسب

Ve şu an, senin o aptalca espirilerin için iyi bir zaman değil.
والآن ليس وقتاً مناسباً لاحدى تعليقاتك الذكيّة

Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil.
و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل

Hoş değil demiyorum ama şuan uygun bir zaman değil.
إنه ليس بدون سحره و لكن هذا ليس وقت مناسب

- Uygun bir zaman değil. - Lalita lütfen, sadece...
هذا ليس وقتا مناسبا لاليتا من فضلك ، فقط

O açıdan da bakabilirsin ama demek istediğim her ne olursa olsun, yeni bir ev almak için uygun bir zaman değil.
حسنٌ , قد تختارين رؤية ذلك بهذه الطريقة , لكن المقصد هو .بكلا الحالتين و إن الوقت غير جيد لأخذِ رهن عقاري

Moralinin bozuk olduğunu biliyorum ve muhtemelen nutuk atmak için iyi bir zaman değil ama bir alkoliğe bir şişe votka vermek hangi mantığa göre doğru olabilir?
حسنا اعلم بانك محبط وهذا ليس بالوقت المناسب لمحاضراتي

Aslında yeni planlarla başlamak için iyi bir zaman değil.
فى الحقيقة الوقت ليس مناسبا لمشاريع جديدة

Teal'c, bunun senin en iyi yönün olmadığını biliyorum, ama gerçekten şaka yapmak için iyi bir zaman değil.
تيلك أعلم أن هذا ليس موقف مناسب لكن , هذا وقت غير مناسب للمزاح

Bu uzun bir zaman değil, belki bir yerlerde sarhoş olmuştur.
هذا ليس بوقت طويل ربما هو في مكان ما يسكر.

Şu anda, risk almak için iyi bir zaman değil. Hatırladın mı?
الآن لَيسَ وقت للتَغَازُل بالخطرِ، يَتذكّرُ؟

Anne şu an kendinde olman için uygun bir zaman değil.
اضطراريا ؟ -أمي ! ليس هذا الوقت المناسب لإظهار شخصيتكِ الحقيقية

Şu anda konuşmak için pek uygun bir zaman değil, tamam mı?
ليس هذا وقتاً مناسباً للحديث، حسناً؟ ماذا؟

- Ajan Hardy. - İyi bir zaman değil.
أيها العميل (هاردي) - هذا ليسَ وقتاً مناسباً -

Pek uygun bir zaman değil. Evimi yıkacaklar.
هذا ليس بوقت جيد فسوف يهدمون منزلى

Kişisel arama için pek uygun bir zaman değil.
ليست لحظة عظيمة بالضبط لمُكالمة شخصيّة.