| Sana yardım etmek büyük bir zevkti. - En azından, dişlerim hâlâ yerinde. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي سروري أن أساعدك اذا كانت أسناني لا زالت موجودة |
| Pekala sinemasever bir arkadaşla sohbet etmek bir zevkti. Tatlı rüyalar, matmazel. | Open Subtitles | كان من دواعي سروري الدردشة مع زميلة إعجاب بالسينما، أحلاماً سعيدة آنسة |
| Benim için bir zevkti. Benim de güzel haberlerim var. | Open Subtitles | هذا من دواعي سروري من الممكن ان لدي بعض الآخبار الجيدة |
| Zarar ziyan ödemeyi seven bir sigortacıyla tanışmak bir zevkti. | Open Subtitles | من دواعى سرورى أن أرى عميل تأمين الذى يستمتع بدفع الأدعائات المكلفه |
| Sizi tekrar görmek bir zevkti. Güle güle. | Open Subtitles | و أسعدني رؤيتك مره أخرى وداعاً |
| Sizinle iş yapmak bir zevkti. - Teşekkürler. | Open Subtitles | كان من دواعي سرورنا العمل معكما |
| Evet. Sizinle çalışmak bir zevkti. | Open Subtitles | أجل، إنه لمن دواعي سروري أن أعمل معكم |
| Benim için bir zevkti ve burası kesinlikle senin için doğru bir yer. | Open Subtitles | كان هذا من دواعي سروري وهذا هو المكان اللائق بك |
| Tekrar teşekkürler. Sizinle tanışmak büyük bir zevkti. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ،شكراً جزيلاً مرة أخرى كان من دواعي سروري الالتقاء بك |
| Her zamanki gibi bir zevkti hanımlar. | Open Subtitles | من دواعي سروري كالعادة أيتها السيدات أنجزتم الأمر بشكل جميل |
| Sizinle ortak ebeveyn olmak büyük bir zevkti ve sakinleştiricinin etkisi geçmeden yola çıksam iyi olur. | Open Subtitles | كان من دواعي سروري بأن أتعاون معك بتربيته وسأذهب قبل أن يزول مفعول النيتروجين |
| Matematik öğretmenin olmak bir zevkti. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي سروري أن أكون معلمكِ للرياضيات. |
| Böyle bir cesaret öyküsünü canlandırabilmek benim için eşsiz bir zevkti. | Open Subtitles | كان من دواعي سروري لأكون قادرة على تقديم قصة شجاعة إلى هذه الحياة |
| Sizinle tanışmak büyük bir zevkti, Bayan Fletcher. | Open Subtitles | لقد كان من دواعى سرورى لقاؤك سيدة فليتشر |
| sizi burda görmek bir zevkti bizi için de. | Open Subtitles | من دواعى سرورى أنك هنا هنا في نفس المكان |
| Harmony, seninle sohbet etmek büyük bir zevkti. | Open Subtitles | هارومني لقد أسعدني الحديث إليك |
| - Bizim için bir zevkti. | Open Subtitles | أوه، كان من دواعي سرورنا. |
| Sizinle tanışmak bir zevkti. | Open Subtitles | إنه لمن دواعي سروري أن ألتقي بكى |
| Sizinle tanışmak bir zevkti. | Open Subtitles | كان من السرور مقابلتكم جميعا |
| Dostlarım,sizinle bu mütevazi hayatı paylaşmak bir zevkti. | Open Subtitles | يا أصدقائي, أن مشاركتكم معي حياتي المتواضعة كان مبهجاً لي |
| Eğer gelmezsen.. Seni tanımak bir zevkti. | Open Subtitles | اذا لم تكوني جاده , كان من الممتع معرفتك |
| Sizi iş başında izlemek büyük bir zevkti. | Open Subtitles | سيد وولف .. اريد ان اخبرك انه كان شرف بالغ مشاهدتك وانت تعمل |
| O dönemde, bu yönetime hizmet etmek benim için bambaşka bir zevkti ama bence, benzer şekilde düşündüğünüz bir Özel Kalem Müdürü'nüz olmalı. | Open Subtitles | وقد كانت متعتي المتميزة خدمة هذه الإدارة خلال ذلك الوقت ولكن أعتقد يجب أن يكون شخص ما رئيساً للأركان |
| Senin arkanda koşmak büyük bir zevkti. | Open Subtitles | لقد كان شرفا لنا أن نركض تحت قيادتك |
| Bu benim için sıra dışı bir zevkti Fisher. | Open Subtitles | لقد كانت فرحة استثنائية بالنسبة لي يا فيشر. |
| - Benim için büyük bir zevkti, Michelle. - Benim için de. | Open Subtitles | لقد كانت متعة حقيقية، ميشيل. |
| - Bu yüzden gitmenize gerek yok. - Hayır. Sizinle sohbet etmek bir zevkti. | Open Subtitles | ليس عليك أن تذهب لهذا السبب - كلا لقد سررت بالتحدث معك - |
| Seninle iş yapmak bir zevkti. | Open Subtitles | انه لمن دواعي سروري العمل معك |