|   Ellen annemin kendinden uzaklaştırdığı insanlardan biri sadece.   | Open Subtitles |    الين مجرد شخص آخر تسبّبت أمّي بدفعها بعيدًا عنها   | 
|   Sorguladığımız biri sadece.   | Open Subtitles |    حسناً، هو مجرد شخص ما قمنا باستجوابه   | 
|   Kocanızın davasıyla alakalı biri sadece.   | Open Subtitles |    من يكون؟ مجرد شخص مشتبه فيه بقضية زوجك.   | 
|   Geçen yaz eline geçenden daha fazlasını isteyen manyak biri sadece.   | Open Subtitles |    فقط شخص مجنون اراد المزيد عن ماذا حصل الصيف الماضي   | 
|   En iyi arkadaşım sensin. O, sana kızgınken aradığım biri sadece. Demek istediğim, sana hiç bir zaman kızgın olmadım.   | Open Subtitles |    انها فقط شخص ما أتحدث اليه عندما أكون غاضب منك أنا أعنى , انا لم أكن غاضبا عليكى أبدا   | 
|   Hayır, Bay Spleeb ofislerimizde çalışan biri sadece, hepsi bu.   | Open Subtitles |    لا. السيّد سبليب هو... إنّه فقط شخص يعمل في مكاتبنا, هذا كل شيء.   | 
|   Tanıdığım biri sadece.   | Open Subtitles |    مجرد شخص كنت أعرف.   | 
|   Oska'nın ayak işlerini yapan biri sadece.   | Open Subtitles |    مجرد شخص يدير أمور اوسكار ؟   | 
|   Diğer evrenden gelen sıradan, normal biri sadece.   | Open Subtitles |    إنه مجرد شخص عادي من عالم آخر   | 
|   Facebook'tan yazıştığım biri sadece.   | Open Subtitles |    إنه مجرد شخص على الفيسبوك.   | 
|   Amerika'da tanıştığım biri sadece.   | Open Subtitles |    إنّه مجرد شخص قابلته في (أمريكا).   | 
|   Karın ağrısı biri sadece.   | Open Subtitles |    مجرد شخص مزعج   | 
|   Geçmişten biri sadece.   | Open Subtitles |    فقط شخص من الماضى   |