| Sadece yaka kartı olmayan Birileriyle arkadaş olmak istiyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أكون صديقا لشخص ما لا يضع عليه شارة. |
| Bu ben olmayabilirim ama o çocuğun Birileriyle konuşması gerekiyor. | Open Subtitles | ربما لا يكون لي، لكن هذا الفتى بحاجة للتحدّث لشخص ما |
| Belki Birileriyle konuşman lazım. | Open Subtitles | ربما أنت تحتاج لمكالمة شخصٍ ما |
| Birileriyle tanışacaksın. | Open Subtitles | لاتقلق، ستقابل إحداهن |
| Ama düşünüyorum da eğer bu konuda Birileriyle konuşabilirsem, ...sizinle ya da daha yüksek mevkide biriyle, yanlış anlamayın ama belki bir çalışma grubunun şefi falan olabilirim. | Open Subtitles | ،لكنّي أظن إذا كان بإستطاعتي التحدّث لشخصٍ ما أنتن يا رفاق، أُناس آخرون، أعلى في المكانة لكن ربّما بإمكاني التوجه إلى فرقة عمل |
| Yeniden Birileriyle görüşmeye başladığıma göre kiloma dikkat etmem lazım. | Open Subtitles | بما أنني كما يبدو بدأت بالمواعدة من جديد |
| Birileriyle biraz sorunlarım var. Problem yaşamanı istemiyorum. | Open Subtitles | سيكون لديّ مشكلة مع بعض الأشخاص لا أريد أن يكون لديك أيّ مشاكل |
| Daha sonra onun telefonda Birileriyle konuşup göle çağırdığını duydum. | Open Subtitles | وبعدها سمعته يتحدّث عبر الهاتف يرتّب لقاءاً مع أحد ما عند البحيرة |
| Telefonda Birileriyle konuştum. İki farklı kişiyle. | Open Subtitles | تحدثت أعني ، لشخص ما علىالهاتف ، شخصين مختلفين. |
| Tek yaptığım, beni kaçıranların Birileriyle konuşmasını sağlamaktı. | Open Subtitles | إستطعت سماع أحد المختطفين يتحدث لشخص ما. |
| Uçak hakkında Birileriyle konuşmam gerek. | Open Subtitles | أريد التحدث لشخص ما بشأن حادث تلك الطائرة |
| Fakat bir hata yaptım ve merak ediyorumdum da acaba Birileriyle durumumu konuşup, birşey yapıp, yapamayacağımı öğrenmek istiyordum. | Open Subtitles | ولكنني ارتكبت خطأً, وكنت فقط.. اتسأءل إن كنت أستطيع التحدث لشخص ما بشأن وضعي لأرى إن كان هناك |
| Eğer Birileriyle konuşmak istersen herhangi bir konuda dilersen benle konuşabilirsin. | Open Subtitles | أرغب بأن أقول لك لو أردتي ...التحدث لشخص ما... عن أي شئ بإستطاعتك التحدث معي لو رغبتي بذلك |
| Ve ben de Birileriyle konuşmak istedim. | Open Subtitles | و كنتُ بحاجه لشخص ما لأتكلم معه |
| Belki Birileriyle konuşsan iyi olur. | Open Subtitles | ربما أنت تحتاج لمكالمة شخصٍ ما |
| Bizi Birileriyle görüştürmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تدعنا نتلكم مع شخصٍ ما |
| Tecavüze uğrayanların çoğu saldırganını tanır, ve Kira da aktif olarak nette yazı yazıyordu, ben de, eğer biriyle sorun yaşıyorsa, bunu nette Birileriyle konuşmuş olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | معظم ضحايا "الاغتصاب بعد المواعدة" يعرفون المعتدين عليهم وكيرا كانت مدوِّنة نشطة، لذلك فكّرت في أنها لو كانت تمر بمشاكل مع شخصٍ ما |
| Birileriyle tanışmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أقابل إحداهن |
| Onlardan biri her dakika Birileriyle yatıp kalkmıyor muydu? | Open Subtitles | ألم تكن إحداهن تعاشر الكثبر ؟ |
| Afganistan'dan Birileriyle konuşuyordu. | Open Subtitles | وكانت تتحدث لشخصٍ ما بالأفغانستانية |
| Hiç bir daha Birileriyle görüşmeyi düşündün mü? | Open Subtitles | هل سبق إن أعدت النظر بالمواعدة من جديد |
| Birileriyle görüşmem var ve onlar benim bırakmam gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | قضيت اجتماعاَ مع بعض الأشخاص يعتقدون علي الاعتزال |
| Her zaman bilgisayarın karşısında farklı isimler altında Birileriyle konuşurdu. | Open Subtitles | تجلس مطولاً على الكومبيوتر تتواصل مع أحد ما |