| - Ne yapacaksın "Birkin" marka çantanla kafasına mı vuracaksın? | Open Subtitles | ماذا سوف تفعليـن تضربينه على رأسه بحقيبة بيركين الخاصة بك؟ |
| Uzun zamandır Birkin çantaları için bekleme listesindeydim, ...ve sonunda sıra bana geldi. | Open Subtitles | كنت على قائمة الإنتظار لحقيبة "بيركين" منذ الأزل و اسمي ظهر للتو |
| Görevi iptal ettiğimi Tarel Birkin'e söyledim. | Open Subtitles | "أبلغت "تاريل بيركين بأننى سأجهض هذه المهمة |
| O bir Birkin. | Open Subtitles | ليست حقيبة عادية إنها "بيركين" |
| Tek istediğin bir kadınla ya da siyah bir erkekle sikişip, macera yaşamak ama yine de Birkin çantası alabilmek. | Open Subtitles | كل ماتريدين فعله هو مضاجعة إمرأة أو رجل أسود والحصول على بعض المغامرات وكذلك القدرة على شراء (شنطة (بيركين |
| "Bilgi gerekiyor. Tarel Birkin, Hamburg Station. | Open Subtitles | أحتاج لملف شخصي، (تاريل بيركين)، محطة هامبورغ |
| Birkin, Ankara istasyonunda sadece dokuz ay çalışmış ve PKK üzerine konsantre olmuş. | Open Subtitles | (بيركين) عملَّ فقط في محطة أنقرة لتسع شهور، ظننته كان مُرْكزًا على حزب العمال الكردستاني |
| - Edemem. Birkin buraya geliyor. | Open Subtitles | (بيركين) قادم إلى هنا لا أستطيع التخلص منه |
| Çünkü Tarel Birkin'de neyle karşı karşıya olduğumu bilmeliydim ve bana söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لأني إحتجتُ لمعرفة ما أواجهه مع (تاريل بيركين) وعلمت أنّك ستخبرني بذلك |
| Tarel Birkin'i didik didik araştırdım. | Open Subtitles | لقد تفقدت أمر (تاريل بيركين) إنهُ لا يدري ما أوقع نفسه فيه |
| Tamamen yanlışsın. Birkin'le tek başıma çalıştım. | Open Subtitles | أنتَ مخطىء بذلك لقد عملتُ مع (بيركين) بنفسّي |
| ...fakat Birkin'i Hamburg'a geri gönderdiysen ne diye onun dairesindeydin ki? | Open Subtitles | ولكن لم كنتِ بالشقة بأي حال إن كنتِ قد أرسلتِ (بيركين) عائدًا إلى "هامبورغ" |
| O benim lanet Birkin'im! | Open Subtitles | هذه حقيبتي الـ"بيركين" |
| Bak, sorun değil. Hamburg'da bir adam tanıyorum Tarel Birkin. | Open Subtitles | أعرف رجلًا في "هامبورغ" (تاريل بيركين) |
| - Birkin bu çanta. | Open Subtitles | إنه من خامة (بيركين) |