| Sanki bizi uyarmaya çalışıyorlarmış gibi. | Open Subtitles | و يبدو أنهم قلقون جدا كما لو أنها تحاول تحذيرنا من شئ ما |
| Ve belki cin tahtasıyla bizi uyarmaya çalışmıştır. | Open Subtitles | و ثم حاول تحذيرنا من خلال لوح الويجا في محاولة منه لإخبارنا عن هذة المرأة |
| Buna inanmıyorum. Clark bizi uyarmaya çalışmıştı senin hakkında. | Open Subtitles | لا أصدق هذا حاول كلارك تحذيرنا منك |
| - bizi uyarmaya mı çalışıyor yoksa-- | Open Subtitles | ... أيحاول ان يحذرنا لنبتعد ، أم |
| bizi uyarmaya mı çalışıyor yoksa-- | Open Subtitles | ... أيحاول ان يحذرنا لنبتعد ، أم |
| Ama onca zaman onun hasta olduğunu düşünürken belki de o bizi uyarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ...ولكن طوال الوقت كنّا نظن أنها مريضة لعلها كانت تحاول تحذيرنا |
| Bizi korkutmaya çalışıyordu. bizi uyarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لم يكن يحاول إخافتنا كان يحاول تحذيرنا |
| bizi uyarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وهو يحاول تحذيرنا. |
| August'un bizi uyarmaya çalıştığı o kişi Tamara. | Open Subtitles | (تمارا)، ''هي'' التي كان (أوغست) يحاول تحذيرنا منها |
| İnan bana, August'un bizi uyarmaya çalıştığı o kişi Tamara. | Open Subtitles | أؤكّد لكِ أنّ (تمارا) ''هي'' التي كان (أوغست) يحاول تحذيرنا منها |