| Son sekiz yıldır bizimle yaşıyor. Tabi bir hafta öncesine kadar. | Open Subtitles | تعيش معنا منذ ثمان سنوات على الأقل حتى الإسبوع الماضي |
| Tamam, doğruyu söyleyeceğim. Annem bizimle yaşıyor çünkü evini sana kiraya verdi. | Open Subtitles | حسناً,أليك الحقيقة،أمى تعيش معنا لأنها أجرت شقتها من الباطن لك |
| Bir kızım güya bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | أحد بناتي يفترض أنها تعيش معنا |
| Sanki yine bizimle yaşıyor gibiydi, tabii yaşamaması dışında. | Open Subtitles | ،وكأنه يعيش معنا مجدداً إلا أنه لا يعيش معنا |
| Davet edememezlik yapamam bizimle yaşıyor | Open Subtitles | لا يمكنني أن لا أدعوه، إنه يعيش معنا |
| O bizimle yaşıyor ama, ailemizin bir üyesi. | Open Subtitles | انها تعيش معنا انها جزء من العائله |
| Şu an bizimle yaşıyor olması bir şans. | Open Subtitles | من حسن الحظ أنها الآن تعيش معنا. |
| Andrea bir süreliğine bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | أندريا تعيش معنا لفترة قصيرة |
| Ababuo ailemizden biri gibi bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | أبابو تعيش معنا كعائلة |
| Andrea bir süreliğine bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | اندريا) هي فقط تعيش) معنا لبعض الوقت |
| Evet, Lola. bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | -نعم,(لولا),إنها تعيش معنا |
| O yüzden bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | لهذا يعيش معنا بالمنزل |
| Burada, bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش معنا.. هنا |
| Burada bizimle yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش معنا هنا |