| Sen ortalıktan kaybolunca Andrew Blauner'ı bulmak konusunda dedektifçilik oynanmaya başladılar da. | Open Subtitles | فريثما لا يمكن إيجادك بمكان، يجري تحقيق هنا حول مكان (آندرو بلاونر) |
| Bugün öğlen Andrew Blauner'ın yerine geçmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ظهر اليوم أن تحلّ محلّ (آندرو بلاونر) |
| İyiydim, ta ki Andrew Blauner'ın istifa faksını görene dek. | Open Subtitles | بخير، حتّى وجدتُ فاكس استقالة بانتظاري من (آندرو بلاونر) |
| White, Blauner'la ilgili başka bir şey söyledi mi? | Open Subtitles | هل لدى (وايت) أي جديد ليقوله عن (بلاونر)؟ |
| Ben Dedektif Conor Mara. Andrew Blauner hakkında konuşmayı umuyordum. | Open Subtitles | أنا المحقّق (كونر مارا)، وددتُ محادثتك بشأن (آندرو بلاونر) |
| Aslına bakılırsa Bay Blauner resmi olarak kayıp listesinde değil, ama nişanlısının kuzeni belediye başkanının yanında çalışıyor. | Open Subtitles | بصراحة، السيّد (بلاونر) ليس مفقوداً رسميّاً، ولكن لخطيبته قريب بمكتب العمدة |
| Oysa Blauner'ın evinde faks makinesi vardı. | Open Subtitles | ولكن كان لدى (بلاونر) جهاز فاكس في منزله |
| Orada durun işte. Gördüğüm kadarıyla Bay Blauner biraz nasıl desem kırık biriydi. | Open Subtitles | دعني أوقفك هنا، لطالما بدا لي أنّ السيّد (بلاونر) كان، كيف أقولها بشكل مهذّب |
| Bay Pfeiffer, duyduğuma göre Blauner'la pek anlaşamamışsınız. | Open Subtitles | وهي تهتزّ الآن أكثر من المرتجف نفسه سيّد (فايفر)، أخبرني بعض الأشخاص هنا أنّك لم تكن على وفاق مع (بلاونر) |
| Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama dedektifle konuştuktan sonra Bay Blauner'la yaptığımız bazı konuşmaları düşündüm. | Open Subtitles | آسف لإزعاجك، ولكن بعد حديثي مع المحقّق (مارا)، فكّرتُ في السيّد (بلاونر) وبعض المحادثات التي أجريناها |
| Bay Mara'ya gidip Blauner'ın harcamalarında uyuşmazlık olduğunu söylemenizi öneririm. | Open Subtitles | أنصحك بأن تخبر السيّد (مارا) بأنّك وجدت بعض الشذوذات في نفقات (بلاونر) |
| Dedektif, Blauner'ın istediğiniz seyahat takvimini buldum. - Teşekkürler. | Open Subtitles | -استخرجتُ جدول رحلات (بلاونر) كما طلبتَ |
| Blauner mı? | Open Subtitles | (بلاونر)؟ |