| "boğulmak" ve "derin taraf" Sanki bir yüzme havuzundan bahsediyor. | Open Subtitles | الغرق , والنهايه العميقه تقريبا هو يتحدث عن حمام سباحه |
| boğulmak üzere olanları kurtaracağım, der, ilk arkadaş, şelaleden düşmek üzere olanları. | TED | سيقول الصديق الأول: “سأقوم بإنقاذ أولئك “الذين هم على وشك الغرق” الذين هم في خطر السقوط من الشلال |
| Tahta parçalayıcıya düşmek, lavda boğulmak ve köpekbalığı tarafından yenmek. | Open Subtitles | أفضل ثلاث عندي, تسقط على قطاعة خشب الغرق في الحمم البركانية و أن تؤكل عن طريق قرش |
| Hayatım boyunca gemilerde çalışıp kardeşim gibi boğulmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لن ابقى في السفينة حتى أغرق كما حصل مع أخي |
| Bir kez daha boğulmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أختنق مرة آخرى |
| Her gün sabahtan akşama testosteron cinneti ortasında boğulmak nasıldır bilemezsin. | Open Subtitles | - أنت لا تعرف مثل هذه الامور... كل يوم وطيلة اليوم، خنق في سديم التيستوستيرون المنتشر. |
| boğulmak, yanmaya göre... ..daha yumuşak geliyor. | Open Subtitles | لا أعرف ولكننى أعتقد أن الغرق طريقة أفضل للموت |
| boğulmak, yanmaya göre... ..daha yumuşak geliyor. | Open Subtitles | لا أعرف ولكنني أعتقد أن الغرق طريقة أفضل للموت |
| Yani amaçsızca am denizinde boğulmak dışında başka yapacak neyin var? | Open Subtitles | ماذا متاح أيضاً.. بجانب الغرق في علاقات جنسية؟ |
| Konu boğulmak değil içimdeki o his. | Open Subtitles | هل تعلم، ليس الغرق بل ذاك الشعور الذي راودني |
| Ya boğulmak üzere olmak huzur doluysa ve gerçekten boğulduğun son birkaç dakika korkunçsa? | Open Subtitles | إذا أوشكت على الغرق سيكون كله هدوء وهراء أما آخر دقائق الغرق الحقيقي تكون فظيعة بحق. |
| Annemin söylediğine göre Belle'ler 70'li yıllarda Cehennem Haftasının geri gelmesini, gölde neredeyse kendi botlarının kürekleri ile boğulmak üzere olan üç kızı kurtararak önlemişler. | Open Subtitles | الحسناوات بأن امي قالت لقد نعم. الجحيم إسبوع عمل عن توقفن بعدما السبعينات، في الغرق على فتيات ثلاث كادت |
| Çığlık atmaya çalıştın, kaçmaya çalıştın ama tek yapabildiğin tekrar tekrar boğulmak oldu. | Open Subtitles | حاولتَ الصراخ والهرب، لكن لم يسعك إلّا الغرق مرارًا وتكرار. |
| boğulmak oldukça keyifli olmalı nihayetinde. | Open Subtitles | من المفترض أن يمنحنا الغرق شعوراً مُحبباً في النهاية. |
| İçerden boğulmak gibidir derler. | Open Subtitles | يقولون أنهُ يشبه الغرق نوعاً ما لكن من الداخل |
| Şimdi ise öteki tarafa geçmek için boğulmak en iyi seçenek değil. | Open Subtitles | والآن، الغرق ليست الطريقة المناسبة للموت. |
| Tennessee'de yapılan bir araştırmada, araştırmacıların ektiği sahte anı şu şekildeydi; çocukluğunda boğulmak üzereyken bir can kurtaran tarafından kurtarıldın | TED | أن في دراسة أجريت في ولاية تينيسي، زرع الباحثون الذاكرة الزائفة أنه عندما كنت طفلا، كنت تقريبا على وشك الغرق ويجب أن يتم إنقاذه من قبل المنقذ. |
| boğulmak üzereyken babam suya atladı ve beni kurtardı bana yardım ederken dalgaların arasında kaldı. | Open Subtitles | كنت على وشك الغرق عندما سقطت من على جسر و إندفع أبي يغوص ...لينقذني.. |
| Veya, hiç nefes alamayacağım, boğulmak gibi mi yani? | Open Subtitles | أو لن أكون قادر على التنفس مطلقاً شيء من هذا القبيل,أني ,أغرق |
| Orada boğulmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أختنق في الأسفل |
| "Doğurmak"la "boğulmak" arasında sadece iki harf var. | Open Subtitles | لا يوجد إلا حرف بين كلمة أم و كلمة خنق. (mother = أم ) (smotehr = خنق) |
| Boğazlı kazak sezonunun sonunda boğulmak da benim şansım. | Open Subtitles | إنه حظي وحسب أن أخنق وأنا بالمؤخرة |
| kendini öldürmek, Keleni uçurmak ya da kansız kalmak Kendi dilinle boğulmak | Open Subtitles | لقتل نفسه، بقطع النفس أو تكون غير دموي اختنق من قبل لسانك الخاصة |