"boşaltıyor" - Traduction Turc en Arabe

• يفرغ
• يخلي
• تفرغ
• بإخلاء
• يستنزف
• يخلون

Tom Ripley, sizi ya da sahip olduklarınızı istemekten öteye gidip siz olmayı ve bir zamanlar sahip olduklarınızın hepsini istiyor. Siz yerin altındayken, adınızı kullanıyor, yüzüklerinizi takıyor, banka hesabınızı boşaltıyor.
يتحوّل طوم من رغبتك أو رغبة ما تمتلكه إلى انتحال شخصيتك و امتلاك ما كنت تملكه، و بينما أنت أسفل ألواح الأرضية، فهو يجيب عندما ينادى اسمك، يرتدي خواتمك، يفرغ حسابك البنكيّ.

Bütün marina çalışanlarını bilir, ...adamlar aradığımız çöp tenekelerini boşaltıyor.
سيكون لديه الجميع من مدير الميناء إلى الرجل الذي يفرغ براميل الزبالة ليبحثوا عنا

Hatta, evimizi 60 gün içinde boşaltıyor.
في الواقع، عليه أن يخلي منزله خلال 60 يوماً

Küçük periler bulaşık makinesini boşaltıyor.
جنيات صغيرة تفرغ غسالة الأواني جنيات صغيرة تعطي الأطفال واقي الشمس

Donanma bölgeyi boşaltıyor. Ne yaptığını düşünsen iyi olur.
أنها البحرية تقوم بإخلاء المنطقة عليك ان تفكر ملياً بما تفعلونهُ

Zanlı kurbanların kanını boşaltıyor ve ölmeden önce göz kapaklarını çıkarıyor.
الجاني يستنزف دم الضحايا و يزيل جفون عيونهم قبل الوفاة

- Adamlarımız içeriyi boşaltıyor. Tamamen sizindir.
رجالنا يخلون المكان الآن كل شئ تحت تصرفك

Bu adam cebini boşaltıyor, peki ne değişiyor?
هذا الرجل يفرغ جيوبه ما الذي تغير فعلاً؟

Valizlerini boşaltıyor Michigan Gölü'nde bir kulübede, eski kız arkadaşıyla birlikte. Biz ayrıldık.
''يفرغ أمتعته في كوخ عند بحيرة ''ميتشغن مع صديقته السابقة لأنّنا انفصلنا.

Bu adam cebini boşaltıyor, peki ne değişiyor?
هذا الرجل يفرغ جيوبه ما الذي تغير فعلا؟

Tüm şarjörü boşaltıyor.
إنه يفرغ ذخيرته بالكامل

- Ne? - Tüm bölmesini boşaltıyor.
- إنه يفرغ جميع محتويات خزانته -

Yedinci güvertedeki atık tankını boşaltıyor o.
هذا يخلي القمامة من الطابق السابع

İtfaiye evleri boşaltıyor.
إنّ قسم الحريق يخلي.

Bilyaletlidonof hattı boşaltıyor.
(بيلياليتينوف) يخلي الملعب

Oswald'un kargo uçağı, yükünü Manchester'da boşaltıyor.
طائرة حمولة " آزولد " تفرغ البضاعة في " مانشستر "

Kadın lazımlığımı boşaltıyor.
إنها تفرغ قدر بولي

Olası hedefleri boşaltıyor muyuz?
هل نقوم بإخلاء هذه الأهداف المحتملة؟

Polis bölgeyi boşaltıyor.
الشرطة تقوم بإخلاء الموقع

Kurbanınlarının tüm kanını boşaltıyor ve vücutlarını okyanusa atıyor.
إنه يستنزف دم ضحيته ثم يلقي بحثتهم في المحيط

Bir şey bataryayı boşaltıyor.
شيء ما يستنزف البطارية

- Ruslar caddeyi boşaltıyor. - Ve...
ـ إنّ الروس يخلون الميدان ـ اذا؟