| Düşünebiliyor musun, boşanırsak yarısı benim olacak. | Open Subtitles | وأن أفكر , إن تطلقنا يومًا نصف هذ سيكون لي |
| Eğer boşanırsak, anlaşma gereği evi ona verebilirim ve böylece borcu ödemesi gereken sadece o olacak ve böylece de benim pişmanlık duymamı sağlamış olacak. | Open Subtitles | أعتقده يرى بأنه لو تطلقنا فيمكنني إعطاؤه المنزل في الاتفاق ثم يكون الشخص الوحيد االذي الذي سيسحب تحت كل هذا وذلك سيجعلني |
| Daha da kötüsü, eğer boşanırsak suçlu olan taraf sen olacaksın. | Open Subtitles | والأسوأ اذا تطلقنا ستكونين الطرف المذنب |
| Ayrıca boşanırsak yeniden evlenir. | Open Subtitles | وإن تطلقنا ، سيتزوج |