| Uçak çakılırsa, patlayacak bomba var. | Open Subtitles | وللتعليمات هناك قنبلة يمكن أن تنفجر عند الارتطام. |
| Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| Rosa Parks terminalindeyim. Adamın sırt çantasında bomba var sanırım. | Open Subtitles | أنا بحديقة الزهور بجانب موقف الحافلة وأخالني رأيتُ رجلاً لديه قنبلة في حقيبة ظهره. |
| Tekrar ediyorum. Bir şey tespit ettik. Önünde de bomba var. | Open Subtitles | اكرر اصوات ارتطام في الماء قنابل الاعماق تتجه نحونا |
| Cevap 1 olmalı! Çöp tenekesinde bir bomba var! | Open Subtitles | بوم هنالك قنبلة في القمامة انبطحوا جميعا انبطحوا |
| - Whit, beni dinle. Ofisine doğru yola çıkmış bir bomba var! Herkesi binadan çıkartmalısın! | Open Subtitles | هناك قنبلة في الطريق إلى مكاتبكم أخرج الجميع |
| Herkes binadan çıksın! Minibüste bomba var! | Open Subtitles | أخرجوا الجميع من المبني هناك قنبلة في السيارة |
| Tatlım, Los Angeles'ta bir nükleer bomba var. Bugün patlayabilir. | Open Subtitles | عزيزتى ، هناك قنبلة نووية قد تنفجر اليوم |
| Görünüşe göre Los Angeles'ta teröristlerin kontrolünde bugün patlayacak nükleer bir bomba var, yani... şu andan itibaren, güvenli bağlantılarımız dışında kimseyle haberleşmiyoruz. | Open Subtitles | ظهرت هناك قنبلة نووية تحت سيطرة جماعة ارهابية في مكان ما بلوس انجوس وهى مجهزة لتنفجر اليوم ، لذا من هذه اللحظة |
| Bir gemide bomba var! Bir donanma gemisi. | Open Subtitles | هناك قنبلة على متن سفينة تابعة للبحرية × |
| Uzaklaşın, bomba var burada! | Open Subtitles | ارحل بعيدا.. هناك قنبلة لاتستطيع الهبوط اذهب |
| - Bunu üç gün yapmayacağım. - Dışarıda bir bomba var, Kevin. Tamam mı? | Open Subtitles | .لن أبقى لثلاثة أيام أن هناك قنبلة في الخارج ،كيفن، حسناً؟ |
| Hayır, yolunda değil. Buralarda bir bomba var. Hepiniz çıkmalısınız. | Open Subtitles | لا ليس كل شئ على ما يرام هناك قنبلة هنا يجب أن تخرجوا من هنا الان |
| Bu üssün altında patlamaya hazır bir bomba var. | Open Subtitles | هناك قنبلة جاهزة للإنفجار أسفل هذه القاعدة |
| Jackson'ın yüzünün ardında saatli bomba var gibi. | Open Subtitles | جاكسون" يبدو كما لو أن " لديه قنبلة زمنيه داخل وجهه |
| Çok iyi Bodrumumda bomba var | Open Subtitles | هذا فقط عظيم الان لدى قنابل في سردابي |
| Başka şansım yoktu, Dean. Dışarıda lanet bir bomba var. | Open Subtitles | .لم يكن لدي خيار دين .أن هنالك قنبلة بالخارج |
| Ama bir bomba var, ve yolcuların birinin kontrolünde. | Open Subtitles | لكن يوجد قنبلة على الطائرة وأحد المسافرين يتحكم بها |
| Hemen kaçın oradan ! Üzerinizde bir bomba var ! | Open Subtitles | أخرج من هناك توجد قنبلة فوق رأسك |
| Bayılmazsanız bagajda 10 dakikalık eşzamanlı fünyesi olan bir bomba var. | Open Subtitles | ان لم يحدث هذا , هناك قنبله موقوته في الدبابه |
| Bunun kanıtı olarak da başımda lanet olası bir bomba var. | Open Subtitles | حتّى أنّ لديّ قنبلة في رأسي تثبت ذلك. |
| Seattle'daki Halcyon Kulesi'nde bir bomba var. | Open Subtitles | ثمة قنبلة في برج "(هالسيون)" في وسط مدينة "(سياتل)" |
| - General, o topta bir bomba var. - Tabii. | Open Subtitles | أيها الجنرال, توجد قنبله فى هذا المدفع بالتأكيد. |
| bomba var. | Open Subtitles | إنها قنبلة لوحة ضغط |
| Bu uçakta bir bomba var. | Open Subtitles | وهناك قنبلة. وليس الألغام. |
| Otobüste bomba var. Dışarı çıkın! Haydi! | Open Subtitles | يوجد قنبله في الحافله اخرجوا منها ، هيا |
| Tünelde bomba var. | Open Subtitles | يوجد متفجرات بالنفق |
| İçinde çalışan bir saatli bomba var. | Open Subtitles | هذا الشاب يحمل قنبلة موقوته بداخله |