| Lütfen bana bunu yaptırma. Asad daha çocuk. bombanın yerini söyle! | Open Subtitles | ارجوك لا تفعل هذا ، اسد مايزال صغيرا اخبرنى بمكان القنبلة |
| Bu bombanın dünyaya huzur getireceğine nasıl inanacaksın, eğer kader denen şeye inanmıyorsan. | Open Subtitles | كيف يمكنك لهذه القنبلة أن تنقذ العالم لو لم يكن لديك ايمان بالقدر؟ |
| Bir yerde bu bombanın neyden yaratıldığı yazıyor mu? Bolca baryo... | Open Subtitles | هل مذكور في أي مكان أن القنبلة تصنع الكثير من غير |
| Başkan 10 kilotonluk bir nükleer bombanın nakliyesine yetki verdi. | Open Subtitles | لقد أذن الرئيس بتكوين قنبلة نووية تبلغ عشرة كيلو طناً |
| Hazır olduğunda kodu gir ve bombanın sayacı çalışmaya başlasın. | Open Subtitles | عندما تَجهزين ، أدخلي الرمز وسيبدأ العد التنازلي لإنفجار القنبلة |
| Parmak izini buldukları yer patlayıp da bir hademeyi öldüren bombanın bir parçası. | Open Subtitles | بصماتُها هي التي وجدوها على شظية من شظايا القنبلة التي إنفجرت وقتلت البواب |
| Bleaker soruşturmasındaki bombanın izi, Banditos'la birlikte kaçan bir kadına kadar sürüldü. | Open Subtitles | قادتنا القنبلة في قضية بليكر الى امرأة شابة عملت لفترة مع البانديتوس |
| Söyle bana, ilk ne zaman saatli bombanın muhabbet kuşuna yerleştirildiğinden kuşkulandın. | Open Subtitles | اخبرنى, متى توقعت انهم زرعوا القنبلة الموقوته فى قصتى هذه ؟ |
| O o bombanın öldürdüğü benim kızımdı. | Open Subtitles | كانت ابنتى الصغيره التى قتلت فى انفجار تلك القنبلة |
| bombanın düğmesine basıp aslan ve sen tek kişi gibi ölün. | Open Subtitles | إضغط الزر على القنبلة وأنت والأسد يموت مثل الواحد. |
| Sorun şu ki, sonunda bombanın onu yakaladığını inanıyor. | Open Subtitles | المشكلة هي إنها تظن بأن القنبلة أثرت عليها أخيرا |
| bombanın buraya atıldığına inanmak çok zor. | Open Subtitles | بالنظر لناجازاكي من الصعب تصديق أن هذا هو المكان حيث أسقطت القنبلة |
| Eğer gerçekten becerikli iseniz bombanın yerini bulur ve kilit kodunu girerek durdurabilirsiniz. | Open Subtitles | لا عجلة ان كنت فعلا ذكي ستعرف مكان القنبلة ورمز فكها |
| Hatırlasana, sana ilk bombanın Harlem'de bulunduğunu söylemiştim ya. | Open Subtitles | تذكر لقد قلت ان ويس وجد تلك القنبلة في هارلم نعم لقد وجدناها في الحي الصيني |
| Yürüyüp geçemezsiniz gelip bombanın kodları nerde diyemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك الدخول و الحصول على مفتاح القنبلة بهذه السهولة |
| Bu bir yerde başka bir bombanın patladığı anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني ان هناك قنبلة اخري انفجرت في مكان ما. |
| Burada, bir bombanın üzerinde oturduğuna dair bir dedikodu var da. | Open Subtitles | حسناً , هناك أشاعة تجول الأرجاء هنا ، بأنكَ تحوز قنبلة. |
| İyi ki düşmüyor. Nükleer bombanın baş ağrısı yapacağı hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | و أيضا، لم أعرف بأن القنابل قد تسبب صداعا لك |
| bombanın yeri gerçekten Norton Havaalanı. | Open Subtitles | بان الموقع الحقيقي للقنبلة هو مطار نورتن |
| Bunu yapmanın tek yolu bombanın içinde bir izleme cihazı olması. | Open Subtitles | لذللك الطريقه الوحيده التى فعلت بها هذا بتعقبك للجهاز داخل القنبله |
| Peter Kingsley, Jack Bauer'ın bombanın arkasında olduğuna inandığı adam. | Open Subtitles | بيتر كينزلي الرجل الذي يظن جاك باور بأنه خلف التفجير |
| Tamam! Bir de nükleer bombanın neler yapabileceğini düşün! | Open Subtitles | حسناً حسناً تخيلي ما ستفعل ثلاث قنابل نووية ؟ |
| bombanın üzerindeki telefon sinyalini kaybetmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحاول أن نفقد إشارة الهاتف الخلوي المتصل بالقنبلة |
| bombanın patlamasına 4 dakika kaldı. | Open Subtitles | باقي لدينا اربع دقائق فقط حتي تنفجر قنبلتك |
| Çatıya düşen bir bombanın videosu. Binayı havaya uçurdu. | Open Subtitles | فيديو واحد لقنبلة واحدة تسقط فى مدخنة وتفجر المبنى |
| Bu bombanın içinde hareket algılayıcı gözler var.i | Open Subtitles | هذه القنبلةِ بها جيروسكوب صغير جداً بداخلها. |
| Ama, yapım biçimi ve bileşenlerine bakarak, her iki bombanın da aynı kişi tarafından yapıldığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن وفقاً للهيكلية والمكون سأقول أن القنبلتين صنعت بنفس الشخص |
| 20 megatonluk bir nükleer bombanın yapacakları yanında bu hiç kalır! | Open Subtitles | هذا لا شيء بالمقارنه مع ما تستطيع فعله قنبله نوويه بحجم 20 طن |
| Tate'i öldürmede kullanılan uzaktan kumandalı bombanın üstündeki izi çıkardım. | Open Subtitles | انا سحبت البصمة من زر التفجير عن بُعد الذى كان مُستخدم فى القُنبلة لقتل تَيت |