| Sonra bir milyon kazanmak ya da kaybetmek için borsaya gider. | Open Subtitles | ثمّ إلى البورصة, ليكسب أو يخسر مليون. |
| borsaya saldırın işe yaramadı dostum! | Open Subtitles | ضربة البورصة لم تنفع, يا صديقي |
| Tek fark, biz borsaya bakmıyoruz. | Open Subtitles | إن الفرق الوحيد هو اننا لا ننظر إلى سوق الأسهم المالية |
| Spor ayakkabılarının hem borsaya, hem de yasadışı uyuşturucu ticaretine benzer yanları var, ama bunların belki de en önemlisi, merkezi bir aktörün varlığı. | TED | فلدى أحذية الرياضة أوجه تشابه واضحة لكلا سوق الأسهم و تجارة المخدرات الغير قانونية، لكن ربما الشيء الأساسي هو وجود فاعل مركزي. |
| Bilindik sendikalar aracılığıyla borsaya teklif sunacaklarını hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرفهم إنهم سيقدموا العرض للسوق بطريقة رسمية |
| Telefonlar piyasaya çıkınca kullanıcı bilgilerini kara borsaya sürecek. | Open Subtitles | عندما تخرج هذه الهواتف للشوارع، فإنّهم سينقلون معلومات مستخدميهم للسوق السوداء. |
| ...borsaya ulaştı sabahtan beri hisselerimiz yüzde 30'a kadar düştü. | Open Subtitles | الى سوق البورصه اسهمنا انخفضت بنسبة ثلاثين بالمائه منذ الصباح |
| Ailesi tüm birikimlerini borsaya yatırmış ama borsa çökünce evlerini kaybetmişler. | Open Subtitles | وضع أبواه كل مدخراتهم بالسوق ، ثم إنهار |
| Kazandığım tüm birikimi borsaya yatırmıştım. | Open Subtitles | كان لدي كل شيء وكسبت في الأسهم |
| borsaya geri dönüş yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول إستخدام هذا العائد في البورصة |
| Yani diyorsunuz ki, Chartered ve Mutual şirketinizi borsaya mı sokacaklar? | Open Subtitles | إذن أنت تقول أن (تشارلد و ميتشول) سيقومون باكتتاب شركتكم في أسواق البورصة ؟ |
| Jim'in tüm paramızı borsaya yatırmasına asla izin vermedim. | Open Subtitles | -لم أسمح لـ (جيم) بوضع جميع نقودنا بسوق البورصة |
| İnsanlar paralarını borsaya yatırıyor. | Open Subtitles | الناس يضعون أموالهم في سوق الأسهم |
| -Ya kimyasal bir felakette? -Bugün borsaya baktınız mı? | Open Subtitles | ...و أثناء نوبة هجوم كيماوي - هل تحققتِ من سوق الأسهم اليوم؟ |
| .. ama Shanghai da bir başkası bu işleri ele alıp, kara borsaya sürmeye çalışıyor | Open Subtitles | لكن شخص ما آخر في "شنغهاي"، يكتنز التجهيزات ويبيعهم للسوق السوداء لتحقيق أرباح، |
| Gerçek tahvilleri ta ki biz resmi olarak borsaya çıkana kadar alamazlar. | Open Subtitles | وهم في الواقع لن يحصلوا على تصديق هذه الشهادات إلا بعد أن نخرج رسمياً من سوق البورصه |
| - Şiiri kara borsaya mı çıkardın? | Open Subtitles | هل تبيع التذاكر بالسوق السوداء؟ |
| Kara borsaya | Open Subtitles | بالسوق السوداء |
| Kazandığım tüm birikimi borsaya yatırmıştım. | Open Subtitles | كان لدي كل شيء وكسبت في الأسهم |