| Psikologum bana botoks iğnesi yapıyor kafama, enseme ve karnıma. | Open Subtitles | مستشارة الجمال لدي تعطيني حُقن البوتوكس في وجهي، و عنقي، و خصري |
| botoks, botülizm toksininden yapıIan arıtıImış bir serumdur. | Open Subtitles | البوتوكس : هو المصل المنّقى . من توكسين التّسمم الغذائي |
| İfadesiz yüzünde o kadar çok botoks var ki fark edemiyorum. | Open Subtitles | وجهك مملؤ بمادة البوتوكس بقدر لا أستطيع تحديده |
| Yani bu zehir botoks üretimi için kimya ya da biyoloji labaratuvarları ve botoks klinikleri tarafından alınmış olabilir. | Open Subtitles | اذن, السم يمكن ان يطلب بشكل بوتوكس عبر اي مخبر كيماوي حيوي او عيادة بوتوكس |
| botoks tam olarak benim uzmanlık alanım değil. | Open Subtitles | حسنا ، ليست بالضبط بوتكس مجال الخبرة الفنية. |
| Tatlım, gitmem gerek. botoks yaptırmam lazım. - O halde haftaya... | Open Subtitles | علي الذهاب يا عزيزتي لدي اجتماع حول البوتوكس لذا |
| Azıcık botoks o kırışıklıklar üzerinde harikalar yaratabilir. Tamam. | Open Subtitles | البوتوكس سيقوم بالعجائب مع كل خطوط التجهم هذه |
| Ve yüzümdeki komik ifadeyi o botoks iğnesini yaptırmayacağıma göre şapka elimdeki tek çare. | Open Subtitles | لكي تبدو شاباً طالما أرفض حقن البوتوكس خوفاً من فقدان وجهي تعابيره التمتيلية، هذه القبعة كل ما تبقى لي |
| Şu botoks yaptirip, kendisini dar kalip bir kot pantolonun içine sokmaya çalişan kadinlar gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أحس أني واحدة من تلك المسنات اللاتي قمن بحقن البوتوكس أحاول حشر نفسي في سروال الجينز |
| botoks faturalarını azalttığı kesin. | Open Subtitles | حتماً أفضل من دفع فواتير عمليات البوتوكس |
| Küçük dozlarda kullanılınca botoks benzeri topikal bir krem. | Open Subtitles | إنّه مثل البوتوكس ، كريم موضعي فعّال بجرعات صغيرة |
| Kaş çatmak alında çizgilere sebep oluyor ve ben botoks için çok gencim. | Open Subtitles | وانا كذلك ، التجهم ، يجعل خطوط الجبين تظهر وانا صغير جدا على البوتوكس |
| Bir kez daha düşündüm de, Cleveland botoks hiç de kötü bir fikir değil. | Open Subtitles | على الفكرة الثانية، كليفلاند البوتوكس لا يبدو بهذا السوء. |
| Nedenlerinden biri, kocadan çok botoks şekerim. | Open Subtitles | هذا واحد من عشر أسباب لكون البوتوكس أفضل من الزوج. |
| Burayı botoks, silikon ve yalakalık yapmak için kurduk. | Open Subtitles | لقد بنينا هذا المكان في البوتوكس و السيليكون و المجاملات |
| Tonla botoks sattığı için ödül alıyor. | Open Subtitles | وهو الفوز بجائزة ل بيع الكثير من بوتوكس. |
| O yüzden hizmetçime her noelde botoks yaptırıyorum. | Open Subtitles | . أمنح خادمتي حقن بوتوكس كل عيد ميلاد مجيد |
| Ama Stanley kızlara botoks partisi düzenledi. | Open Subtitles | ولكن... ستانلي أقام حفلة بوتوكس للفتايات |
| Sadece benden bir yaş ufak ama şimdiden botoks'a müptela oldu. | Open Subtitles | أصغر سنه واحده فقط عنى لكن مدمنة بوتكس |
| botoks yaptırmanı bekleyemiyorum. - Öylesine diyorum... | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى تحصلي على بوتكس |
| Ben bir film yıldızıyım,51 yaşındayım, Ve henüz botoks yaptırmadım. | TED | أنا نجم سينمائي، أبلغ من العمر 51 عاماً، ولم استخدم البوتكس حتى الآن. |