| Ayaklarını siyaha boyamak yerine bot giydiği için onunla evlenecek. | Open Subtitles | ستتزوجه لأنه يرتدي حذاء بدلاً من طلاء قدميه باللون الأسود |
| Yağlı bir yumurtayı boyamak neredeyse imkansız | TED | إنه من المستحيل تقريبا طلاء الدهون الموجودة في البيضة. |
| Önceden plan yapmak, odamı boyamak, duvarlara resim asmak gibi şeyler. | Open Subtitles | مثل التخطيط للمستقبل و دهان غرفتي و وضع صور على الحائط |
| Ayrıca, ışık alan bölgeleri de boyamak ve arkadaşımın vücüdunda gri tonlarda bir harita oluşturmak istedim. | TED | أردت أيضا أن رسم أقوى من ذلك وإنشاءرسم تفصيلي على جسمه باللون الرمادي. |
| Vücudunu gümüşe boyamak ve savaş anıtında kötü şiirler okumak gibi garip işler yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل أشياء غريبة مثل دهن جسمه بالفضة والوقوف عاري على نصب حربي إلقاء الشعر السيء |
| Sonra arka planı boyamak için burundan 11 piksellik bir parça alıyorum ve endüstriyel paletten uyuşan rengi, Pantone'u arıyorum. | TED | ثم اختار مربع بقياس ١١ بكسل من الأنف، واقوم بطلاء الخلفية، وابحث عن اللون المطابق في لوح الألوان الصناعي، بانتون. |
| Dinleyin, artık Paskalya'da yumurta boyamak yok! | Open Subtitles | انتظر الفصح لن يكون عن تلوين البيض والارانب! |
| Sonunun duvar boyamak olacağını ve köpeklerin de o duvarlara işeyeceğini söylerdi. | Open Subtitles | لقد قال كان عليه الاا يرسم على الجدران والكلاب تبول على الحائط |
| Boyamaya başladık, ilk yaptığımız şey her yeri maviye boyamak oldu, bu hali bile bize güzel gözüktü | TED | فبدأنا الطلاء وأول أمر قمنا به كان طلاء كل شيء باللون الأزرق وظننا بأنه يبدو جميلًا |
| artık belediye çalışanlarıyla toplantıların olmamasının, artık ortak hisse almamanın, sadece rengin yönetmesine izin vermek benim emelim ise güney kısmını farklı resimlerle boyamak. | TED | لا اجتماعات مع مسؤولي المدينة، لا تأييد مجتمعي، فقط دع اللون يحكم رغبتي في طلاء ألوانٍ مختلفة عن الجانب الجنوبي. |
| Arabayı boyamak yetmez. | Open Subtitles | يَأْخذُ أكثر مِنْ طبقة طلاء على طريقِ الرعدِ. |
| Bu odayı maviye boyamak ister misiniz? Holdeki gibi? | Open Subtitles | أتريد طلاء هذه الغرفة بالأزرق مثل الممر؟ |
| Onlara Almanya'ya varınca hoş görünmesi için treni boyamak istediğini mi söyleyeceksin? | Open Subtitles | تقول للالمان بانك تريد دهان القطار حتى يكون شكله ظريف وهو ذاهب للالمانيا ؟ |
| Karımın kıçını mora boyamak istiyorum. | Open Subtitles | اننى انوي دهان مؤخرة زوجتى باللون البمبى |
| Tavanı boyamak ne kadar vaktini aldı? | Open Subtitles | كم من الوقت أخذ منه رسم السقف وكل الأمر؟ |
| Oradan hiçbir şey öğrenmedin mi? Mono ve Sanat öğretmeninin yanı sıra parmak boyama fikrinin "parmak"tan ve "boyamak"tan birazcık daha fazla şey olmasını mı diyorsun? | Open Subtitles | أتقصدين بجانب مدرس الفن الذي كان يطبّق فكرة الرسم بالأصبع ، الا أنها كانت اصبعا أكثر مما تكون رسم |
| Duvarlar pembeye boyamak şiddeti azaltır. | Open Subtitles | دهن الحائط بالوردي سيخفف من العنف |
| Tüm tepeyi boyamak nasıl olurdu? | TED | ماذا عن القيام بطلاء هذه التلة بأكملها الآن؟ |
| Yumurta boyamak ister misin? - Tamam. | Open Subtitles | أتودين تلوين بعض البيض؟ |
| Sonunun duvar boyamak olacağını ve köpeklerin de o duvarlara işeyeceğini söylerdi. | Open Subtitles | لقد قال كان عليه الاا يرسم على الجدران والكلاب تبول على الحائط |
| Eğer bir bakteri pigment üretiyorsa bunu kumaşları boyamak için nasıl kullanırız? | TED | إذا كانت البكتريا تفرز صبغة، كيف يمكننا استخدامها لصبغ النسيج؟ |
| Peki, yapılacak işlerin listesi var garajı temizlemek, evi boyamak, harç... | Open Subtitles | حسناً، لدي قائمة بجميع الأعمال اليومية تنظيف القراج، صبغ البيت بوية تجصيص الـ |
| Büyük annenin tırnaklarını boyamak için istekliden de öteyim. | Open Subtitles | و سأكون على أتم الإستعداد كى أدهن أصابع قدم جدتك |
| Evimi sarıya boyamak istedi. | Open Subtitles | النظرة، أَنا آسفُ حول حياتِه الكاملةِ، موافقة؟ لَكنَّه كَانَ خاطئ جداً هنا. أرادَ الصِباغَة أصفر بيتي! |
| Önce evi boyamak ya da arabayı yıkamak zorunda falan değiliz yani. | Open Subtitles | كابتشينو ؟ ليس علينا ان ندهن المنزل اونغسل السيار اولا |
| Mavi gözlü sarı saçlı İsa'yı boyamak senin sofrana yemek getiriyor. | Open Subtitles | تلك العيون الزرقاء , و الشعر الأشقر هو المسيح الذى يرزقك بالطعام |
| Sadece güzel görünsün diye. Düzenli ve güzel yapmak. Beyaza boyamak, boydan boya. | Open Subtitles | ، سيجعله لطيفا ً، وسيكون مُنظما ً وأنيقا ً ويتم طلائه باللون الأبيض |