| Eğer bir kişiye söylediğini duyarsam, seni dedemin bozuk para çorabıyla döverim. | Open Subtitles | إن اكتشفت أنك أخبرت أي أحد، سأضربك بجورب عملات جدي |
| "...bir sürü elmas, altın, bozuk para..." | Open Subtitles | أو كلّ شيء ، ونحن وجدنا الكثير من الماس ، الذهب ، عملات معدنية |
| ve gelip içine bozuk para attığınızda bir beyzbol sopası alıp suratının tam ortasına vuruyordunuz. | TED | فيمكنك ان تأتي و تضع فيه عملة معدنية ، تحضر مضرب بيسبول ، و بوم ، تضرب وجهه. |
| Şarkı çaldırmak için bozuk para alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تعطيني عملة معدنية لأشغل المسجل؟ |
| Sokakta çalsam, insanlar önüme bozuk para atar. | Open Subtitles | و إذا قمت بالعزف في الشارع سيقوم الناس بإلقاء الفكة علي |
| Unutma; yarın. bozuk para getir de oyun oynarız. | Open Subtitles | إنه غدا، كذلك لا تكون متأخّر وإجلب العملات المعدنية للعب ألعاب العملة المعدنية |
| Bana avuç avuç bozuk para atman da pek işe yaramayacaktır. | Open Subtitles | حسنًا، رمي مقدار قليل من العملات المعدنية عليّ، لن يفي بالغرض. |
| Bunu dolduracak birini bul. Metal, bozuk para... bıçak, çivi, ne varsa beş dakika içinde istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تملؤها بكل شئ معدني تجده مفاتيح,عملات,سكاكين,مسامير.. |
| Bir bozuk para çantasına, salatalık sokmaya çalıştığını düşün. | Open Subtitles | تخيلي محاوله جعل خياره تدخل فى حقيبة عملات. |
| Bir makas kalmış, hamburger kâğıdı kalmış, 39 sent bozuk para kalmış, bir de mısır koçanını daha iyi tutmak için koçana sokulan plastik şeylerden kalmış. | Open Subtitles | هناك مقص، مغلفة برغر، عملات 39 سنتا، وبعض غطاء من البلاستيك تستخدم لالتفاف الذرة؟ |
| Bıçak ya da bozuk para kullanın. Yardımı dokunuyor. | Open Subtitles | استخدم سكينًا أو عملة معدنية ذلك سيسهل الأمر |
| Tam şu anda bir bozuk para çevirip beni bir transa sokman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس الآن هي اللحظة حيث تقوم بإدارة عملة معدنية, حيث تضعني في غفوة؟ |
| Tam şu anda bir bozuk para çevirip beni bir transa sokman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس الآن هي اللحظة حيث تقوم بإدارة عملة معدنية, حيث تضعني في غفوة؟ |
| Kanepenin yastıkları arasına bozuk para düşmesi gibi. | Open Subtitles | الأمر أشبه بضياع الفكة بين ثنيات الأريكة |
| bozuk para boyutunda olduğunuzu ve blendere atıldığınızı varsayın. | Open Subtitles | تقلصت لحجم العملة المعدنية و تم إلقاءك في قاع خلاط |
| Ceplerinde bir hayli bozuk para taşırdı. Yürürken şıngırdardı. | Open Subtitles | كان يحمل معه الكثير من العملات المعدنية في جيبه وكانت تصدر صوتا كلما يمشى |
| Sen benim deli annemle duvara bozuk para yapıştırmıştın. Sanırım ikimiz de birbirimizin sırlarını öğrendik. | Open Subtitles | لقد ألصقتَ بنسات على الحائط مع والدتي المجنونة أظننا كلينا ظهرنا في حياتنا الطبيعية |
| Park metreye bozuk para atma, oyun için ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | لا تضع أي نقود معدنية في العداد فنحن سنحتاجها من أجل الألعاب |
| Pekala, geçen gün bozuk para için içeri girmiştim ve birinin ağabeyi olarak çıktım. | Open Subtitles | حسناً , دخلت إليه ذلك اليوم لأحصل فكة أموال وتنزهت مع أحد الأطفال كأخ كبير |
| Yepyeni parlak bir bozuk para gibi olabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون قطعة نقدية جديدة و لمّاعة |
| Bir şeyimi çaldılarsa ya da kapıya bozuk para sıkıştırdılarsa. | Open Subtitles | مثل إذا سرقوا أدواتي أو وضعو بنساً في الباب |
| Cebinde bozuk para gibi taşıdığın politikacılara ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج أولئك السياسيين الذين تضعهم فى جيبك كالقطع النقدية الصغيرة |
| bozuk para getirmene gerek yok makina ve kurutucu bedava. | TED | لا داعي لإحضار أرباع الدولار لأن الغسالة ومجففة الملابس مجانًا". |
| bozuk para cüzdanınızı attıysanız ve çeyreklikleri dirseğinizde taşımaya başladıysanız yaşlı bir insan olabilirsiniz. | Open Subtitles | اذا رميت محفظة الصرافة و بدأت بالاحتفاض بأرباعك فيمرفقك، يمكن ان تكون شخص عجوز. |
| Yani hafta ici banknot ve bozuk para olarak 60-70 milyon dolar. | Open Subtitles | هذا يعني ان يوم اللعب قانوناً يتحمل بين 60 مليون و 70 مليون دولار ورق وعملات |