| Brüksel'de çaresizce tekrar tekrar ortak çözümler bulmaya çalışırken hiç kimsenin, hem de hiç birimizin daha önce böyle bir krizle uğraşmadığını farkettim. | TED | في بروكسل عندما حاولنا بشدة مراراً وتكراراً أن نوجد حلولاً مشتركة أدركت أن لا أحد منا قد تعامل من قبل مع أزمة مماثلة |
| Pazar akşamı, Nisan 2010'da, Brüksel'de. | TED | مساء الاحد في بروكسل شهر أبريل من العام 2010 |
| 12 yaşında falandım herhalde babam beni bir uzay sergisine götürdüğünde, buraya yakın, Brüksel'de. | TED | لابد أنني كنت في الثانية عشر حين اصطحبني والدي إلى معرض عن الفضاء، ليس ببعيد عن هنا، بل في بروكسل. |
| Brüksel'de onu gören birinden duydum sırt ağrıları varmış ve çok yorgunmuş. | Open Subtitles | أحدهم رأها في بروكسل قال بأنها كانت تشكو من ألم ظهرها وكانت متعبة جدًا |
| Brüksel'de yaşıyor. Belçika'da. | Open Subtitles | انها تعيش فى بروكسل انها فى بلجيكا كما تعلم |
| Brüksel'de Macar naibesi Mary'le oturuyor. | Open Subtitles | حاليا تعيش في بروكسل مع الريجنت ماري من المجر. |
| Bu şirketin Brüksel'de aynı emlâkçıda kayıtlı başka bir adresi daha var. | Open Subtitles | وهذه الشـركة لديها مبان مسـتأجرة كثيرة باسمها هنا في بروكسل |
| Bu şirketin burada Brüksel'de aynı emlâkçıdan kayıtlı başka bir yerel adresi daha var. | Open Subtitles | وهذه الشـركة لديها مبان مسـتأجرة كثيرة باسمها هنا في بروكسل |
| Brüksel'de terörist hücrelerine üç farklı daire kiralamış. | Open Subtitles | استأجر ثلاثة مختلفة الشقق النقدية الوحيد لخلايا ارهابية في بروكسل. |
| Ama karım gerçekten çok zekidir. Brüksel'de biriyle birlikte miydin? | Open Subtitles | لكن زوجتي رائعة جداً هل كنت مع احد في بروكسل ؟ |
| Şimdi dul, Brüksel'de yaşıyormuş. | Open Subtitles | إنها أرملة الآن تعيش في بروكسل |
| Bombalarla ilgilendiğini düşünüyordum. - Brüksel'de oyuncak yapıyorum. | Open Subtitles | اعتقد انك قاتل لا, اصنع اللعب في بروكسل |
| - Ben senin bomba yaptığını sanıyordum. - Oyuncak. Brüksel'de. | Open Subtitles | اعتقد انك قاتل لا, اصنع اللعب في بروكسل |
| "Brüksel'de çığlığınızı kimse duyamaz." | Open Subtitles | في بروكسل لا أحد يسمعك وان صارخت |
| Brüksel'de buluşalım dedi. | Open Subtitles | لقد اخبرني بأن اقابله في بروكسل |
| NATO'ya varmadan önce kısaca bir yere uğramak istiyorum Brüksel'de. | Open Subtitles | أودُّ أن ألتف قليلاً في (بروكسل) قبل الذهاب لحلف الناتو |
| Brüksel'de ne dil konuşuyorlarsa işte amına koyayım. | Open Subtitles | أو مهما كان يتحدثونه في بروكسل |
| Tavuskuşu Evi, Brüksel'de. | Open Subtitles | بيت الدراج الطائر في بروكسل |
| O ve Harris beni Brüksel'de bulup, geri getirdiler. | Open Subtitles | هو و (هاريس) وجداني في "بروكسل" لقد أعاداني |
| Ekip Rotterdam'da. Çanta Brüksel'de. | Open Subtitles | الفريق فى "روتردام والحقائب فى "بروكسل |