| Demiryolu, Brackhampton'dan önce büyük bir malikane arazisinin sınırı boyunca uzanıyor. | Open Subtitles | والسكة تتبع حدود كبيرة مع عقار قبل (الوصول إلى (براكهامبتون |
| -Bana çok uygun geldi. Brackhampton'da yaşlı, tatlı bir teyzem var. | Open Subtitles | إنه يناسبني بشكل جيد، لدي (عمة في (براكهامبتون |
| Şimdi Brackhampton'la ilgisi yok ama, öykü demiryoluyla ilgiliydi. | Open Subtitles | (الآن المكان مقتطع من (براكهامبتون لكن تلك كانت سكة القطار |
| Brackhampton toplumunun o şişko, aptal ve evli temel direkleri. | Open Subtitles | أحد الأشخاص البدناء، الأغبياء والمتزوجين (من مجمع (براكهامبتون |
| Müfettiş Campbell. Brackhampton Suç Araştırma Bölümü. | Open Subtitles | المفتش "كامبل" من مكتب التحقيقات (الجنائية في (براكهامبتون |
| Emma'yı Noel alışverişi için Brackhampton'a götürmek üzere erken geldim. | Open Subtitles | لقد قدت السيارة مبكراً حتى أقل إيما" إلى (براكهامبتون) لتسوق عيد الميلاد" |
| Belki de Brackhampton polisine güvenmiyordur. | Open Subtitles | ربما تنقصه الثقة في ادارة (التحقيقات الجنائية في (براكهامبتون |
| Hatırlamıyorum. Brackhampton'a saat altıdan hemen önce gelmişti. | Open Subtitles | (لا أتذكر، لقد وصلت إلى (براكهامبتون قبل السادسة بقليل |
| Brackhampton'a gelmeden önce ayrıldınız, ama o iyi bir Katolik'ti ve boşanmayı kabul etmedi. | Open Subtitles | (وقد انفصلتما قبل وصولك لـ(براكهامبتون لكنها كانت كاثوليكية متدينة، ولم تقبل بالطلاق |
| Brackhampton'ı ziyarete mi geldiniz? | Open Subtitles | هل أنتِ تزورين (براكهامبتون)؟ |