| Doğru hediyeyi seçmişim. Bu broş bir kadına layık. | Open Subtitles | أخترت الهدية المناسبة لكِ انه دبوس من آجل امرأة |
| Çin Olimpiyatlarından hatıra bir broş. | Open Subtitles | هذا دبوس تذكاري من الألعاب الأولمبية الصينية |
| Her neyse, broş çalındı ve arkadaşım Onu bana göstermekten dolayı kovuldu. | Open Subtitles | على أية حال، يُسرق الدبوس، وصديقتي تُطرد لعرضها الدبوس إلي |
| Pembe dizisi iptal edilince belki de broş onun üzüntüden kurtuluş yolu haline geldi. | Open Subtitles | عندما أُلغي مسلسلها اللاتيني، ربّما قد تشبع الدبوس المزخرف برغبتها بالهروب. |
| Lal taşından bir broş, bir baston ve bir kulak borusu. | Open Subtitles | تضع بروش من العقيق و تمسك عصا و تضع سماعة أذن |
| Gönderdiğiniz muhteşem broş için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أشكر سماحتك على البروش الجميل الذي أرسلته لي |
| Tutulacak hiç hiç ama hiç yay, broş, örgü, bağ, mandal ya da anahtar yoksa güzelliği, güzelliği, güzelliği yok olmaktan uzak tut. | Open Subtitles | ،كيف تحافظ" "هل هناك اي شيء ليس هناك شيء قوس أو دبوس أو جديلة أو دعامة" "مزلاج أو الصيد أو مفتاح للإحتفاظ به |
| Ben bir broş falan ödünç versem? | Open Subtitles | ألا يمكنني أن أعيرها دبوس للزينة أو ما شابه؟ |
| - Yine de Dr. Wilkes öldü ve davadaki tek ipucumuz bir broş. | Open Subtitles | و الشئ الوحيد الذى لدينا فى هذه القضية هو دبوس سترة |
| Belki o broş bir rezalet ülkedeki verilmiş bütün büyük kararların sırlarına açılan kapının anahtarıdır. | Open Subtitles | ربما هذا دبوس يفتح أسرار إلى كل قرار كبيريصنع في بالوعة هذه البلد |
| Bir broş ya da pterodaktil yapabilirim... | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تجْعلها قبعة أَو دبوس أَو زاحف مجنح... |
| - Samanlıkta broş aramaya benzeyecek. | Open Subtitles | سيكون إيجاده مثل دبوس في كومة قش |
| Bu takım, broş ve kâğıda ihtiyacın olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول أنك تحتاج هذه البدلة وهذا الدبوس |
| Bisiklet yakalı bir t-shirt ve bir broş... | Open Subtitles | أفكر فى قميص ذات ياقة . . و هذا الدبوس |
| Çalınan broş için sigortadan, 2 milyon dolar aldı. | Open Subtitles | لقد أخذ 2 مليون دولار بدلا عن الدبوس |
| broş yakınlarda hiç bir yere gitmiyor. | Open Subtitles | ذلك الدبوس لن يذهب إلى أي مكان قريبا |
| Tanrım, acele eder misin? 300 marka nasıl broş varsa olur. | Open Subtitles | يا إلهي, اسرع اي بروش بـ 300 مارك |
| Bu broşu gördünüz mü? Bu broş benim. | Open Subtitles | "هل ترى هذا الـ "بروش "كان لدى هذا الـ"بروش |
| Çok güzel bir broş, öyle değil mi sence? | Open Subtitles | إنه بروش رائع, اليس كذلك؟ |
| Gerçi broş da bir tür iğne sayılır. | Open Subtitles | أفترض أن البروش نوع من أنواع المشابك لذا.. |
| Gerçi broş da bir tür iğne sayılır. | Open Subtitles | أفترض أن البروش نوع من أنواع المشابك لذا.. |
| Elmas bir broş kan dökmeden nasıl çalınır. | Open Subtitles | مثل كيف يسرق دبّوس ماسي بدون أيّ أثر. |
| On yıl önce kaybettiğim broş. | Open Subtitles | هذا هو الدبّوس ذاته الذي فقدته منذ عشرة سنوات |